Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/7253
Karar No: 2017/14154
Karar Tarihi: 04.12.2017

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/7253 Esas 2017/14154 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2017/7253 E.  ,  2017/14154 K.

    "İçtihat Metni"



    KARAR

    Hakaret suçundan sanık ...’in yapılan yargılaması sonunda; aynı suçtan mahkumiyetine dair İzmir 3.Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.04.2014 gün ve 2013/204 Esas, 2014/219 Karar sayılı hükmün sanık müdafii, katılan ve O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 02.10.2017 gün ve 2015/39502 Esas, 2017/9975 Karar sayılı ilamı ile bozma yönündeki kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.11.2017 gün ve 2017/64511 sayılı itiraz yazısı ile 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 2 ve 3. fıkraları gereğince itiraz etmesi üzerine dosya Daireye gönderilmekle incelendi;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.11.2017 tarih ve 2017/64511 sayılı itiraz yazısında;
    “Duruşmanın düzeninin mahkeme başkanı veya hakim tarafından sağlanacağına ve mahkeme başkanı veya hakimin duruşmanın düzenini bozan kişinin, savunma hakkının kullanılmasını engellememek koşuluyla, salondan çıkarılmasını emredeceğine ilişkin CMK"nun 203. maddesi nazara alındığında, katılanın bu yetkisini kullanmaya yönelik sarfettiği "çık dışarı" şeklindeki sözlerinin sanık yararına haksız tahrik oluşturmayacağının nazara alınmaması hukuka aykırılık oluşturmaktadır.
    Kaldı ki, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun üçüncü dairesince, 13/09/2012 tarih ve 2012/5654 Karara sayılı ve İzmir 13 Asliye Ceza Mahkemesi hakimi ... hakkında soruşturma izin verilmesine yer olmadığına ilişkin kararda da belirtildiği üzere, duruşmanın disiplinini sağlamaya yönelik sarf edilen sözlerin sorumluluğu gerektiren bir yönünün bulunmadığı ve duruşmanın sevk ve idaresinin mahkeme hakimine ait olduğu ve kendisinin takdirinde bulunduğu yönündeki açıklamalarının da gözönüne alındığında, katılan hakimin "çık dışarı " şeklindeki sözlerinin haksız tahrik oluşturmadığının kabul edilmesi gerektiği nedenle bozma ilamına itiraz edilmiştir.” denilmektedir.
    Gereği görüşülüp,düşünüldü:
    5271 sayılı CMK’nın 182. maddesinde; “(1) Duruşma herkese açıktır.
    (2) Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir.
    (3) Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar ile hüküm açık duruşmada açıklanır.” hükümlerine yer verilmiştir.
    Anılan maddenin gerekçesinde; “Duruşma aşamasının genel karakterleri, bütün karşılaştırmalı ceza usulü mevzuatında, açıklık, sözlülük (şifahîlik), tartışmalılık (diyalog) ve işi bir duruşmada bitirme (Fransızca deyimi ile concentation)dir. Açıklık, şifahîlik, tartışmalılık usulde egemen ithamî niteliğe bağlıdır.
    Duruşmanın açıklığı; hem iyi bir adaletin güvencesidir ve hem de suç yönünden genel önlemeyi sağlar.
    Madde, açıklık kuralını duruşmayı ilgilendiren bir kurum oluğu için sistematik açıdan duruşma bölümünün başına almıştır. 1412 sayılı Kanunun kaynağı Alman Kanunu, l929 yılında kabul edilirken, ayrıca Alman Mahkemeler Teşkilâtı Kanunu alınmadığı için, Almanya’da Mahkemeler Teşkilâtı Kanununda düzenlenmiş olan açıklık kuralı, 1412 sayılı Kanunun arkasına genel sistematiğe aykırı bir biçimde yerleştirilmişti.
    Madde, başta Anayasanın ve uluslararası sözleşmelerin kabul ettiği bir esası tekrarlamakta ve açıklığı tanımlamaktadır: Açıklık duruşmanın herkese açık olması demektir; tabiî olarak maddî olanakların zorunlu kıldığı hâller saklıdır. Başka bir deyişle açıklık, mahkeme salonuna alabildiği kadar kişinin, kabul koşullarına tâbi tutulmaksızın girebilmesi demektir. Herkese açık olmak, bir kayda tâbi tutulmadan, mahkeme salonuna kişinin girebilmesi anlamını taşır.
    İkinci fıkra, iki hâlde duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılabilmesine olanak vermektedir:
    1. Genel ahlâk,
    2. Kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kılması.” hususları yer bulmuştur.
    Aynı Kanunun 203. maddesinde ise; “ (1) Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından sağlanır.
    (2) Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın düzenini bozan kişinin, savunma hakkının kullanılmasını engellememek koşuluyla salondan çıkarılmasını emreder.
    (3) Kişi dışarı çıkarılması sırasında direnç gösterir veya karışıklıklara neden olursa yakalanır ve hâkim veya mahkeme tarafından, avukatlar hariç, verilecek bir kararla derhâl dört güne kadar disiplin hapsine konulabilir. Ancak çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanmaz.” hükümleri bulunmaktadır.
    Aynı maddenin gerekçesinde ise; “Maddede, duruşmanın düzen ve disiplinin sağlanması konusunda getirilen hükümlerle duruşmanın düzen ve disiplinin bozulmasına neden olabilecek olayların önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Esaslar şöylece ifade olunabilir:
    l. Mahkeme başkanı veya hâkim duruşmanın düzen ve disiplini sağlayacaktır; bu amaçla, hâlin gerekli kıldığı tedbirleri alabilecek ve uyarıları yapabilecektir.
    2. Duruşma sırasında ne suretle olursa olsun düzeni bozan dinleyici, tanık, bilirkişi, katılan, malen sorumlu ve diğer kişilerin salondan çıkarılmasını görevlilere emredecektir.
    3. Dışarı çıkarılması sırasında direnç gösteren veya karışıklıklara neden olanların yakalanmalarını emretmekle beraber bunların 4 güne güne kadar disiplin hapsine konulmalarına karar verecektir.” hususları belirtilmiştir.
    CMK kapsamında yukarıda belirtildiği üzere açıklık ilkesi, Anayasanın 141/1, İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 10 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1.maddelerinde yerini bulmuştur.
    Açıklık, sanığın kamuoyu önünde hesap vermesini ve adaletin dağıtımının halk tarafından denetimini sağladığı gibi, sanık açısından da güvence oluşturmakta, kapalı kapılar ardında yapılacak yargılamalarının sakıncalarını ortadan kaldırmaktadır. Duruşmanın yapıldığı yere girebilme olanağı sağlanmışsa, açıklık gerçekleşmiş anlamına gelmektedir. Açıklık duruşmanın başlamasından hükmün bildirilmesi anına kadar sürmektedir. Ancak hakimler arasındaki müzakere ve oylama gizlidir. CMK’nın 289/1.maddesi uyarınca alenilik ilkesine uyulmaması durumu, mutlak bozma nedeni olarak değerlendirilmektedir. (Osman YAŞAR, Yeni İçtihatlarla Uygulamalı ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu, 7. Baskı, 2. cilt, Ankara, 2017, s. 2076, 2077, 2078)
    CMK’nın 203.maddesi açısından ise değerlendirme yapıldığında, duruşmanın belirli bir düzen içinde yapılmasının doğru karar için önemli olduğu, kargaşa içinde geçen duruşmada sağlıklı sonuca ulaşılmasının güç olduğu belirtilmektedir. Hakim ya da mahkeme başkanı duruşma düzeninin bozan her kişiyi duruşma salonundan dışarı çıkarabilir. Duruşmanın düzenini bozucu hareketlere, söz verilmediği halde konuşmak, uyarıları dinlememek, sanığın ya da tanığın sözünü kesmek örnek olarak gösterilebilir.(YAŞAR, s. 2266)
    Somut olay değerlendirildiğinde ise; sanığın içeri girdiği duruşma hakkında kapalılık kararı bulunduğuna dair bir belgeye rastlanılmadığı, sanığın hakaret içerikli sözcükleri, kapalılık kararı bulunmayan bir duruşmaya girmesinin engellenmesine yönelik hareketlerden sonra gerçekleştirdiği, katılan tarafından gerçekleştirilen eylemlerin CMK’nın 203.maddesinde tanımlanan yetki kapsamında değerlendirilemeyeceği, sanık tarafından duruşma düzeni bozacak nitelikte herhangi bir eylemin meydana getirildiğine dair delil bulunmadığı, bu suretle sanık hakkında hakaret suçundan yapılan yargılamada haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
    Bu itibarla; Dairemizin 02.10.2017 tarih ve 2015/39502 esas, 2017/9975 sayılı bozma kararındaki gerekçeye göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmediğinden 6352 sayılı Yasanın 99/3 maddesiyle 5271 sayılı CMK nun 308. maddesine eklenen 3. fıkra hükmüne göre dosyanın Ceza Genel Kuruluna (GÖNDERİLMESİNE), 04.12.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi