Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/1164 Esas 2009/2105 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/1164
Karar No: 2009/2105
Karar Tarihi: 11.2.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/1164 Esas 2009/2105 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/1164 E.  ,  2009/2105 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MENDERES ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/03/2007
    NUMARASI : 2006/104-2007/123


    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,Menderes ilçesi,Gümüldür beldesi,Atatürk mahallesinde bulunan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici taşınmaza davalının ev ve bahçe yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesine ve yapıların yıkımına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı,dava konusu taşınmazı haricen satın alıp uzun yıllardır kullandığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece,çekişme konusu taşınmaza davalının bir müdahalesi olmadığı,1777 parsel sayılı yerin davalının kullanımında bulunup anılan parsel yönünden usulüne uygun açılmış bir dava olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar,davacı tarafından süresinde temyiz etmiş olmakla,tetkik hakimi . raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava,devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
    Mahkemece,davalının müdahalesi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden,toplanan delillerden;davacı Hazinenin çekişme konusu tescil harici bırakılan taşınmazı davalının yapılanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece,yapılan uygulama sonucunda alınan teknik bilirkişi raporunda, dava konusu edilen taşınmazın 1777 parsel sayılı çaplı taşınmaz olduğu,yine tescil harici yer bulunduğu,davalının yapılanmak suretiyle müdahale ettiğinin belirtildiği görülmektedir.
    Bu durumda,her ne kadar,davacı Hazine nizalı yerin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer olduğunu belirterek davayı açmış ise de,mahkemenin kabul ettiği gibi bu yerin hazine adına çaplı yer olduğu belirlendiği takdirde davanın esasının incelenmesi gerekmektedir.Çünkü her iki durumda da davacının sıfatını engelleyen bir durum bulunmamaktadır.Elatıldığı iddia edilen yerin gösterilen ve keşfen belirlenen yer olacağı davanın konusunu da bu yerin teşkil edeceği sabittir. Dava dilekçesinde dava konusunun tescil harici yer denildiği halde keşfen parsel olarak saptanması davanın konusunun değiştirildiği anlamına gelmediği gibi neticeye de etkili değildir.
    Kaldı ki,nizalı taşınmazın tescil harici yerde mi,yoksa yine davacı hazineye ait çaplı yer içinde mi olduğu da açık değildir.
    Hal böyle olunca;yerinde yeniden ehil bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak infazda duraksamaya neden olmayacak biçimde çekişmeli yerin neresi olduğu kesin olarak saptanarak,sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kendi içinde çelişik bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     



















     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.