(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2018/4400 E. , 2021/4580 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 166 ada 1 parsel sayılı 661,58 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, mirasçıları belirlenemediğinden ölü olduğu beyanlar hanesine yazılarak ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, satış suretiyle pay temlikleri sonucunda ..., ..., ..., ... ve ... adına kayden tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar ... ve ..., dava konu taşınmazın kök murisleri ... Yarım’dan intikal ettiğini ve taksim edilmediğini ileri sürerek dava açmışlardır. Mahkemece yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi Yaşar Yarım, taşınmazın bir kısmının kök muris ... Yarım’a ait olduğunu, bir kısmının ise kök muris ... Yarım mirasçısı ...’a ait olduğunu ve taksim yapılmadığını; mahalli bilirkişi ... , taşınmazın ...’a ait olduğunu, vefat edince oğlu ... Yarım’a kaldığını; davacı tanığı ..., taşınmazın kök muris ... Yarım’a ait olduğunu, taşınmazın taksim edilmediğini ifade etmiş olup, çekişmeli taşınmazın kök muristen kalıp kalmadığı konusundaki beyanların çelişkili olduğu ve bu haliyle davanın ispat edilemediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere taşınmazın öncesinin kime ait olduğu hususunda alınan beyanlar çelişkili olup, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki söz konusu çelişki, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeden hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, davacılar ile davalıların ortak miras bırakanından kalıp kalmadığı, kalmışsa paylaşma olup olmadığı, paylaşma yapılmış ise taşınmaza kimin ne şekilde ve ne sıfatla zilyet olduğu sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılığın giderilmesine çalışılmalı; beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılarak açıklanmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe denetlemeye imkân verir rapor ve kroki düzenlenmesi istenilmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.