17. Ceza Dairesi 2016/6138 E. , 2016/9433 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuğun 16.10.2014 tarihinde mala zarar verme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1, 31/3, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.320,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, O yer Cumhuriyet Savcısı tarafından da 24.10.2014 tarihinde temyiz edildiği, mahkemenin 19.11.2014 tarihli ek kararıyla mala zarar verme suçundan hükmedilen adli para cezasının kesin nitelikte olması nedeniyle Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz isteminin reddine karar verildiği, bu kez anılan hüküm aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı"nca verilen 13.01.2015 tarih ve 2014/931/2263 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 28.01.2015 tarih ve 2015/23370 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesi"ne gönderildiği ve dairenin 07.09.2015 gün, 2015/10604 Esas, 2015/28131 Karar sayılı ilamıyla; “Suça sürüklenen çocuğun, mağdura ait motosikleti çalıp zilyetliğine geçirmesinden sonra zarar vermesi şeklindeki eylemlerinin bir bütün halinde hırsızlık suçunu oluşturduğu, başka bir deyişle, mağdurun fiili kullanımından çıkan ve artık çocuğun hâkimiyetinde bulunan eşya üzerinde gerçekleştirilen zarar verme niteliğindeki fiillerin mala zarar verme suçunun unsurları arasında bulunan “Başkasının taşınır malını tahrip eden…” unsurunu içermediğinden ayrıca bu suçtan da hükümlülük kararı verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, ....... Çocuk Mahkemesi’nce verilen 16.10.2014 tarih ve 2012/396 Esas, 2014/460 sayılı Kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle; suça sürüklenen çocuk ...’ın, unsurları oluşmayan mala zarar verme suçundan beraatine, cezanın çektirilmemesine” karar verildiğinin anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin konusuz kalması nedeniyle dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE,
./...
II-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz nedeninin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nın 231/8-son cümlesi hükmü uyarınca, suç tarihi olan 15.09.2008 ila hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleştiği 27.01.2009 tarihine kadar geçen sürede dava zamanaşımı süresinin işlediği, bu tarihten sonra ve denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve 19.06.2012 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle hükmün açıklandığı, böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 27.01.2009 ila ikinci suçun işlendiği 05.11.2011 tarihi arasında dava zamanaşımının durduğu dikkate alınarak yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suça konu motorsikletin 21.09.2008 tarihinde mağdurun kardeşi tarafından görülüp polise haber verildiği, kaldırım üzerinede terk edilmiş şekildeki motorsikletin ayna, plaka, far ve far koruyucularının bulunmadığı ve mağdurun 13.11.2009 tarihli oturumda tüm zararının karşılandığını beyan ettiği olayda; mağdura 5237 sayılı TCK"nın 168/4. maddesi uyarınca kısmi iadeye rızası olup olmadığı sorulup, sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nın 168/2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama olanağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 23.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.