16. Hukuk Dairesi 2015/17501 E. , 2016/8289 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Akkaya Köyü çalışma alanında bulunan 192 ada 1, 2 ve 193 ada 1, 2, 3, 7, 8, 13 ve 194 ada 2 parsel sayılı sırasıyla 4.688.82, 103.63, 1.497.23, 19.637.11, 9.508.78, 14.947.10, 2.761.91, 788.37 ve 4.570,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 192 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların ...; 193 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ...; 193 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ..., ..., ...; 193 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ...; 193 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazın ..., ..., ...; 193 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ... ve ...; 194 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ..., ... ve ..."in fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ...; 193 ada 1, 2, 3, 7, 8, 13 ve 194 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kendisinin 1/2 hisse ile malik olduğu tapu kaydı kapsamında kaldığı ve taşınmazların kendi zilyetliğinde bulunduğu iddiasına dayanarak taşınmazların 1/2 hisse ile kendi adına tescilini; davacı ... 192 ada 1, 2 ve 193 ada 1, 2, 7, 8, 13 ve 194 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak, bu taşınmazların kendisinin 1/2 hisse ile malik olduğu tapu kaydı kapsamında kaldığı ve taşınmazların kendi zilyetliğinde bulunduğu iddiasına dayanarak taşınmazların 1/2 hisse ile kendi adına tescili, davacı ... ise 193 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların fiili kullanıcısının yalnızca kendisi olduğu halde ... ve ..."in kullanıcı olarak yazılmasının hatalı olduğu iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı ... ve ..."in davasının kısmen kabul ve kısmen reddine; davacı ..."in davasının ise reddine;193 ada 7 nolu parsele ilişkin kadastro tespitinin iptali ile kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesine "6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve parselin tamamının Hüsnü oğlu ... mirasçılarının kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 193 ada 13 nolu parsele ilişkin kadastro tespitinin iptali ile kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1/2 hissesinin ...; 1/2 hissesinin ise Hikmet ve ..."lerin müştereken kullanımında bulunduğu şerhinin yazılarak tarla vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline; 193 ada 8 nolu parsele ilişkin kadastro tespitinin iptali ile kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1/2 hissesinin ..., 1/2 hissesinin ise ... mirasçıları ve Mustafa kızı ... tarafından eşit hisse ile müştereken kullanımlarında olduğu şerhinin işlenerek fındık bahçesi vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, çekişmeli 193 ada 1, 2 ve 3 parseller, 192 ada 1 ve 2 numaralı parseller ve 194 ada 2 numaralı taşınmazlara yönelik davanın reddi ile bu parsellerin beyanlar hanesindeki şerhlerin aynen korunarak tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve birleşen dosya davacısı ... vekili ile davalı Ümmiye Erkek ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere ve delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ..."in 193 ada 3 parsele yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün bu parsel yönünden ONANMASINA,
2- Çekişmeli 192 ada 1, 2; 193 ada 1, 2, 7, 8, 13 ve 194 ada 2 parsellere yönelik olan temyiz itirazlarına gelince;
Davacı ... vekili ... tarafından 194 ada 2, 193 ada 1, 2, 7, 8 ve 13 parsellerin 1/2 payına yönelik olarak dava açıldığı, 2012/110 Esas, 2013/43 Karar sayılı birleşen dava dosyasında ise Davacı ... vekili olarak yine Av. ... tarafından, ...’in dava konusu ettiği parsellerle birlikte ...’in kullanımında olduğu yazılarak Hazine adına tespit edilen 192 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların da 1/2 oranında kullanıcı olduğu iddiasıyla dava açıldığı; her iki davacının da dava konusu ettiği parsellerden 193 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlarda asıl dosya davacısı ... ile birlikte birleşen dosya davacısı ...’in de kullanıcı durumunda bulunduğu; yine her iki davacı tarafından da davaya konu edilen 194 ada 2 parselde davacılardan ...’in kullanıcı durumunda bulunduğu; davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda birleşen dosya davacısı Lütfiye’nin tüm taleplerinin reddine karar verildiği; davacı ...’in ise taleplerinin kısmen kabul edilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde karar verildiği ve mahkemece verilen hükmün asıl ve birleşen dosya davacıları Lütfiye ve ... vekili olan ... tarafından müvekkilleri olan “davacıların aleyhine olan hususlar” yönünden bozulması istemiyle temyiz edildiği görülmektedir.
Bu açıklamalar karşısında somut olay incelendiğinde, davacılar ... ve ... arasında eldeki davaların açıldığı tarih itibariyle menfaat çatışması bulunduğu halde aynı vekille temsil edilmeleri ve açılan davalarda birbirleriyle karşılıklı olarak davacı-davalı konumunda bulunan bu kişilerin aynı vekille temsil edilmesi ve hükmünde her ikisinin vekili olarak “aleyhe olan hususlar” yönünden temyiz edilmiş olması göz önüne alındığında tarafların savunma hakkının kısıtlandığı kuşkusuzdur. Kaldı ki, bu durumun 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın avukatın işi reddetme zorunluluğu başlığını taşıyan 38. maddesinin (b) fıkrasındaki emredici hükmüne ve vekil ile müvekkil arasındaki güven ve gizlilik ilkelerine aykırı bulunduğu açıktır. Hal böyle olunca hem ... hem de ...’in vekili durumunda bulunan Avukat ...’ın çağrılarak taraflardan hangisinin vekili olarak davayı takip ettiğinin belirlenmesi, buna göre işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle hükmün bu parseller yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 25.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.