Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine, kayden maliki olduğu 2542 parsel sayılı taşınmazın davalı Küçükçekemece Belediye Başkanlığı tarafından 3194 sayılı yasanın 18.md. gereğince imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bu işlemin iptali için İstanbul 9. İdare Mahkemesinde derdest bulunan 2007/1534 Esas sayılı davayı açtıklarını ileri sürerek imar ile oluşan ve OYAK Genel Müdürlüğü adına tescil edilen 766 ada 1 parselin tapusunun iptali ile tescili isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın görev yönünden reddini savunmuşlardır. Mahkemece, görevsizlik nedeniyle davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü -KARAR- Dava tapunun iptali ile eski hale getirme isteğine ilişkindir. Mahkemece yargı yolu bakımından davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden toplanan delillerden, dava konusu Hazineye ait 2542 parsel sayılı taşınmazın 3194 sayılı İmar Yasasının 18. md. gereğince imar uygulamasına tabi tutulduğu, muhtelif ada ve parsellerin oluştuğu davacı Hazinenin imar uygulamasının iptali için İstanbul İdare Mahkemesinde 2007/1534 Esas sayılı dava açtığı ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Davacı Hazine anılan davanın bekletici mesele yapılarak, taşınmazın tapusunun iptali ile eski hale getirilmesi isteği ile eldeki davayı açmıştır. Dava imar parsellerinin dayanağını teşkil eden idari işlemin iptal edilmesi halinde imar parsel sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düşeceği gerekçesiyle taşınmazın imar öncesi kadastral mülkiyet ve geometrik durumunun ihyası isteğiyle açılmıştır. İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğine göre idari yargı yerinde idari işlemin iptali halinde, sicilin dayanağı ortadan kalkacağından, davacı Hazinenin kayıtların eski haline getirilmesi istemiyle dava açmakta hukuki yararının bulunduğu ve sicile yönelik olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda davaya bakma görevi idari yargının değil adli yargınındır. Hal böyle olunca, idari yargı yerinde açılan davanın ön mesele yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğundan bahisle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA, 19.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.