MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nun 157/1, 62, 52/2, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ile katılanın yazlık komşusu olmaları nedeniyle tanıştıkları, sanığın kendisini katılana ceza avukatı olarak tanıttığı, ancak bir olay nedeniyle avukatlık yapmadığını belirttiği, katılanın bazı hukuki sorunlarının olduğunu öğrenmesi üzerine kendisinin avukatlık yapmadığını ancak amcası ...’in avukat olduğunu ve onun yanında birlikte çalıştıklarını, sorunlarını halledebileceklerini söyleyerek ...’e vekalet verdirdiği ve 2008 ile 2010 yılları arasında katılan hakkında açılmış davalar olduğunu söyleyerek dava masrafı adı altında katılandan farklı tarihlerde toplam 15.500 TL para aldığının iddia edildiği somut olayda, dosya kapsamında toplanan delillere göre taraflar arasında uzlaştırma yönünde verilen bozma sonucu uzlaştırma sağlanamadığı ve sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğuna ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekili ve sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Aynı suç işleme kararı kapsamında katılandan farklı tarihlerde paralar alan sanık hakkında TCK"nin 43. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.