23. Hukuk Dairesi 2013/4655 E. , 2013/7796 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin ortağı olan müvekkiline 30.01.1987 tarihinde kooperatiften ihraç edildiğinin bildirildiğini, oysa müvekkiline anasözleşme ve kanunda düzenlenen şekilde ihraç prosedürünün uygulanmadığını, ihtarnamelerin hiç birinin tebliğ edilmediğini ileri sürerek, müvekkilinin kooperatifin ortağı olduğunun tespitine, kooperatifin müvekkilini çalıştırmama şeklindeki muarazasının giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının aynı güzergahta çalışan 19 no"lu kooperatife ortak olmak için müvekkili kooperatifin ortaklığından ayrıldığını ve 19 no"lu kooperatife ortak olduğunu, daha sonra aracını satarak o kooperatiften de ayrıldığını, 18 yıl sonra araç alınca müvekkili kooperatifin ortaklığından yararlanmak için müracaat yaptığını, ihracı için genel kurulda oy kullanıp 18 yıl sonra ortak olduğunu ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davacının geçen sürede kooperatifle hiçbir bağının olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 23.01.2012 tarih ve 2011/4959 E,2012/309 K. sayılı ilamıyla, “davacının 18 yıl boyunca kooperatife uğramadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, dosya kapsamındaki belgelerden, davacının 1992 yılındaki genel kurula katıldığı gibi, yargılamanın sürdüğü 2007 ve 2010 yılındaki genel kurula da ortak sıfatıyla katıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bahsi geçen genel kurul tutanakları incelenerek ve özellikle davanın devam ettiği dönemde davacının gerçekten, kooperatif genel kurullarına çağrılıp çağrılmadığı, genel kurullara katılıp katılmadığı belirlenerek, genel kurullara çağrılmasının önceki ihraç kararından rücu anlamına gelip gelmediği üzerinde durulması gerektiği belirtilerek bozulması üzerine,mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacıya tebliğ edilmek üzere Noter"e sunulmuş çıkarılma kararının olmadığı, davacının ihraç edildiği tarihe ilişkin yönetim kurulu karar defterinin incelenmesinde; davacının ihracı yönünde 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16. ve anasözleşmenin 14. maddesindeki usule uygun bir kararın alınmadığının anlaşıldığı, dosya arasında bulunan tutanaklardan da davacının 1992 yılındaki genel kurula katıldığı, ayrıca dava devam ederken yapılan 2007 ve 2010 yıllarına ilişkin genel kurul toplantılarına katıldığı, hatta 2010 yılı genel kurul toplantısında denetim kurulu yedek üyeliğine seçildiği, söz konusu kararın oy birliği ile alındığı, yapılan bu işlemlerin genel kurul ortaklarınca benimsendiği, dolayısıyla davacının genel kurullara çağrılmasının önceki ihraç kararından rücu anlamına geldiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile üyeliğin tespitine, muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında 14.09.2005 olan dava tarihinin 23.01.2012 olarak yazılmış olması HMK"nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğinde olduğundan bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.