11. Hukuk Dairesi 2013/15465 E. , 2013/23259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 29. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/11/2011 gün ve 2011/168-2011/38 sayılı kararı bozan Daire’nin 20.05.2013 gün ve 2012/12057-2013/10349 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, davalı yanın müvekkili aleyhine İstanbul 7.İcra Müdürlüğü"nün 2008/24851 sayılı dosyasından kambiyo senetlerine dayalı takip yaptığını, takibe konu 3 adet çekin keşidecisinin dava dışı ... Ayakkabı San. A.Ş. olduğunu, çeklerin arkasındaki ilk cironun davalıya ait olduğunu, müvekkilinin de takip alacaklısından sonra çeki ciro ettiğini, bundan sonra yine takip alacaklısının müvekkilinden sonra yine bir ciro ile çeki yazdırdığını ve bu şekli ile takip yaptığını, oysa iki ciranta arasına bulunan cironun o cirantaya karşı yazılmamış hükmünde olduğunu iddia ederek şimdilik 10.000 TL üzerinden davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalıdan %40 tazminat alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, varlığı taraflarca inkar edilmeyen yanlar arasında yapılan "hisse devri ve protokol" başlıklı belgelere göre davalının dava dışı Sasaş ... A.Ş."deki paylarını davacı ile dava dışı şirket ortakları ... ve..."e devrettiği, bu devre bağlı toplam 8 adet 1.500.000 USD"lik çekleri aldığı, sicil gazetesindeki devir kayıtlarıyla da durumun sabit olduğu, takip ve dava konusu çeklerin bu protokol kapsamında yer aldığı, çek bedellerinin tamamının ödenmediği, yapılan takibin yasaya aykırı bulunmadığı, çeklerin geriye ciro yolu ile devralınmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizin 17.06.2013 günlü ilamında açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulmuştur.
Davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, çekten kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Takibe konu çekler, davalı ... lehine düzenlenmiş olup, keşidecisi ... Ayakkabı A.Ş."dir. İlk ciranta yasaya uygun olarak lehtar ... olup, sonraki ciranta ise davacı ... ise de M.Selim Keresteci çeki yeniden Kerem"e ciro etmiş olup takip, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılmıştır. Borcun kaynağı konusunda temel ilişkiye dayanılmayıp, kambiyo senedine dayalı olarak yapılan bir takibe karşı açılan menfi tespit davasında mahkemenin davalı savunması doğrultusunda temel ilişkiye bağlı olarak davanın reddine karar vermesi yerinde değildir. Bu durumda mahkemenin, davada kambiyo hukuku hükümleri uyarınca değerlendirme yapması gerekmektedir. Takip ve takibe dayalı açılan işbu menfi tespit davası kambiyo hukuku hükümleri uyarınca değerlendirildiğinde ise davacıya davalı ... tarafından yapılan ciro ile geçen davaya konu çeklerin davacı tarafından yapılan ciro ile tekrar ilk ciranta ..."e geçmiş olması nedeniyle taraflar arasındaki kambiyo ilişkisinde davacının çeklere dayalı olarak ileri sürebileceği alacak hakkının sorumlusu, bir başka anlatımla çeklerden dolayı sorumluluğuna gidebileceği kişinin davalı ... olması karşısında davalı ..."in söz konusu geriye ciro nedeniyle kambiyo senedine dayalı olarak davacının sorumluluğuna gitmesi mümkün olmadığından söz konusu takipten dolayı kambiyo hukuku hükümleri kapsamında davacının, davalıya karşı sorumlu olmadığının kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu davanın konusu ve dayanağı olmayıp, ayrı bir davanın konusu olabilecek temel ilişkiye dayalı olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi ve buna dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi yerinde olmadığından sonucu itibariyle doğru olan Dairemizin 17.06.2013 günlü bozma ilamının gerekçesinin yukarıda açıklanan şekilde kısmen değiştirilmesine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 17.06.2013 tarihli, 2012/11611 Esas-2013/12537 Karar sayılı sonucu itibari ile doğru olan bozma ilamının gerekçesinin yukarıda açıklanan şekilde kısmen değiştirilerek, mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.