Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/5395 Esas 2019/48 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5395
Karar No: 2019/48
Karar Tarihi: 07.01.2019

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2018/5395 Esas 2019/48 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalat ve hizmet nedeniyle oluşan zararın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına ilişkindir. Davacı, arızalı aracın tamir edilememesi nedeniyle davalı yüklenici şirkete haksız itirazda bulunduğunu ve takibin devamı için hüküm verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı ise yetki itirazında bulunarak, müvekkilinin merkezinin farklı bir ilde olduğunu ve yetkili icra dairesinin orada olması gerektiğini belirtmiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Ancak, şubelerde yapılan tamirler nedeniyle takibin doğru yerde başlatıldığı anlaşıldığından, kararın davacı yararına bozulması gerektiği hükmedilmiştir. Karar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 14/1 maddesi uyarınca verilmiştir.
15. Hukuk Dairesi         2018/5395 E.  ,  2019/48 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât ve hizmet nedeniyle oluşan zararın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı, icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın yetki yönünden usulden reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı d....... plaka sayılı .... marka çekicinin (tır), sürekli arıza yapması nedeniyle davalı yüklenici şirketin şubelerinin bulunduğu, ... ve ...’daki tamir servislerinde tamir edilmesine rağmen beklenen randımanın alınamadığını, bu durumun; ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/10 D. iş dosyasından da anlaşılacağı gibi, işçilik hatasından kaynaklandığını, davalının verdiği hizmetin ayıplı olması nedeniyle, tesbit raporunda belirlenen 165.240.82 TL zararın tazmini için girişilen takibe itirazın haksız olduğunu belirterek, itirazın iptâline, takibin devamına, icra inkâr tazminatına hükmolunmasını istemiştir.
    Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak; müvekkili şirketin merkezinin ... ilinde bulunduğunu, yetkili icra dairesi ve mahkemenin ... İcra Dairesi ve Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ayrıca davanın dayanaksız olması nedeniyle esastan da reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece dava konusu aracın, davalıya ait ..., ... ve ... de bulunan servis istasyonlarında tamir edildiği, uyuşmazlığın salt ... ilindeki servis işlemine ait olmadığı, bu nedenle İİK 50. maddesi yollamasıyla para borcuna ilişkin takibin HMK 6. maddesi uyarınca, yetkili icra dairesi olan davalı borçlunun yerleşim yeri ... icra dairesinde yapılması gerekirken, ... icra dairesinde yapıldığı, itirazın iptâli davalarında
    yetkili icra dairesinde başlatılmış icra takibi bulunmasının dava şartı olması nedeniyle söz konusu dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili süresi içinde temyiz isteminde bulunmuştur.
    Taraflar arasında, 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir eser sözleşmesinin bulunduğu çekişme konusu değildir.İcra takibinde ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/10 D. iş dosyasındaki bilirkişi raporuna dayanılmıştır. Bilirkişi raporunda incelenen faturalara göre: dava konusu çekicinin davalının ..., ... ve ...’de bulunan servis istasyonlarında (şubelerinde) değişik tarihlerde, değişik arızalar nedeniyle tamir gördüğü, böylece her bir tamirin başlıbaşına bir sözleşme ilişkisinden kaynaklandığı görülmektedir.
    İtirazın iptâli davaları yetkili icra dairesinde başlatılmış bir icra takibine bağlı olarak açılması zorunlu davalardan olup, HMK 14/1 maddesine göre; şubenin işlemlerinden dolayı, davada taraf olarak şubenin bağlı olduğu tüzel kişi (merkez) davalı gösterilmekle birlikte, tüzel kişinin merkezinin bağlı bulunduğu yer yerine, şubenin bulunduğu yerde de dava açılabilir. Şubenin bulunduğu yerde dava açılabilmesinin istisnaları da yine aynı maddede ikinci fıkrada belirtilmiştir. Şubenin bulunduğu yerde dava açılması davanın da şubeye karşı açılacağı anlamına gelmez. Zira 14. madde sadece bir yetki kuralı koymuştur, taraf ehliyetinde değişiklik yoktur (Bkz. Pekcanıtez Medeni Usul Hukuku 1. Cilt shf. 289). Hal böyle olunca, bir kısım edimin ifa mahalli olarak, ... ilinde yapılan işle ilgili fatura yönünden icra takibinin yapıldığı yer icra dairesi ve mahkemesi yetkili sayılmalıdır.
    Mahkemece yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından dava tümden reddedilmiş ise de bir kısım tamiratların ... şubesinde yapıldığı ve böylelikle takibin de bu kısım alacak için doğru yerde başlatıldığı anlaşıldığından, ...’de yapılan işlerle ilgili işin esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, yetki yönünden dava şartı oluşmadığından davanın reddi doğru olmamış, bu yönden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükümün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 07.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.