Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 6111 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, dava dışı şirket ile yaptıkları sözleşmeye istinaden taşınmaz üzerine konut inşa edildiğini, inşa edilen A 2 Blok A giriş 11 nolu dairenin davalıya teslim edildiğini, davalının daireyi haksız şekilde işgal ettiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, daireyi gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dairenin davacıya teslim edilmediği ve davacının davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi . . raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, çaplı taşınmazdaki binada bulunan bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu dairenin de içinde bulunduğu blok ile birlikte başka blokların da 6111 parsel üzerinde yeraldığı, anılan parsel ile 2335 parselde dava dışı yüklenici tarafından 221 dairelik inşaat yapıldığı, yüklenicinin 6111 parselde 53/4800 payının bulunduğu, bunun 10/4800 payının davacıya 12.11.1993 tarihinde harici belgeye göre sanki nizalı daireye karşılık imiş gibi tapudan temlik edildiği, daha sonra davalıya 2335 parselde pay temliki yapıldığı, aynı tarihte düzenlenen satış vaadi ile de çekişmeli dairenin davalıya devredildiği görülmektedir. Belirtilen bu olgular birlikte değerlendirildile birlikte paydaş olduğu, davalının ise bu parselde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı açıktır. Öte yandan dava dışı yüklenicinin bu parselde payı da kalmadığından hiçbir tasarruf yetkisi yoktur. Dolayısıyla davalı ile satış vaadi sözleşmesi düzenlenmesi davacıyı ve 6111 parselin diğer paydaşlarını bağlamayacaktır.ğinde; davacının çekişme konusu dairenin üzerinde bulunduğu 6111 parselde dava dışı kişiler Eldeki dava mülkiyet hakkına dayalı ve paydaşlıktan kaynaklanan bir dava olduğuna göre, davacının TMK’nun 683/2. ve 688. maddeleri uyarınca elatmanın önlenmesini isteyebileceği kuşkusuzdur. O halde davalının bu yerde oturmasını haklı kılacak geçerli bir neden bulunmamaktadır. Buna göre fuzuli şagilin taşınmazı haksız olarak kullanmasından kaynaklanan tazminatla (ecrimisil) da sorumlu tutulması gerekir. Hal böyle olunca davalının elatmasının önlenmesine ve belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davanın reddedilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.