Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına esas alınan mahkumiyetin 5237 sayılı TCK’nın 106/1 maddesinde düzenlenen tehdit suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 106/1. maddesinde tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının, bu itibarla tehdit ve hakaret suçu yönünden de sanık ile mağdur arasında 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yapılması için dosyanın yeniden ele alınması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekliliği, 2-Anayasanın 141, CMK’nın 34, 230, 289. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirebilmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler, mevcut delillerin irdelenmesi ve kanıtlarla sonuç arasında bağ kurulması, bir başka deyişle eldeki delillerle neden bu sonuca varıldığının anlatılması gerektiği gözetilmeden gerekçesiz hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri uygulanmayan hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış haklarının korunmasına, 27/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.