11. Hukuk Dairesi 2012/7288 E. , 2013/23233 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14.02.2012 tarih ve 2011/328-2012/20 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 17.12.2013 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Antalya Kepez-1 elektrik tesisi yapım işinin yüklenicisi iken davalı şirketin acentesi ... ile 25/12/2008 tanzim ve 22/12/2008 başlangıç tarihli inşaat all risks sigorta sözleşmesinin imzaladığını, ek prim ödenerek bu sözleşme kapsamına başlangıç tarihi 05/02/2009 bitiş tarihi 30/06/2009 olan bakım süresinin de dahil edildiğini, davacının inşaat yerinde 14/02/2009 tarihinde 1560 metre kablo çalındığını, bu kablonun fatura değerinin KDV dahil 59.089,68 TL olduğunu, davalı şirketçe hasarın ödenmediğini, oysa sözleşmede bakım süresi içerisindeki hırsızlık olaylarının teminat dışında olduğuna dair bir hükmün bulunmadığını ileri sürerek, şimdilik 8.000,00 TL"nin olay tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 55.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının olumsuz tutum ve davranışları ve özellikle olay hakkında bilgi ve belge vermekten kaçınması sebebiyle müvekkilince inceleme yapılamadığını, dava konusu hırsızlık olayının poliçenin vadesi dışında meydana geldiğini, zira poliçenin 22/12/2008-05/02/2009 tarihleri arasını güvence altına aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iddia ettiği zararın sigorta örtüsü altında olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Ancak dava, inşaat all risks sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu sigorta sözleşmesinin 25.12.2008 tarihinde tanzim edildiği, poliçede inşaat dönemi teminat süresinin 22.12.2008-05.02.2009, bakım dönemi teminat süresinin 05.02.2009-30.06.2009 olarak belirtildiği ve 14.02.2009 tarihindeki hırsızlık olayının bakım döneminde meydana geldiği konularında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bakım döneminde meydana gelen hırsızlık olayının teminata dahil olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı vekili, bakım devresi klozunun teminat dışı kalan halleri düzenleyen III/f maddesinin 01.02.2009 tarihinde yürürlüğe girdiğini, bu nedenle somut olayda uygulanamayacağını, dolayısıyla meydana gelen hırsızlık olayının teminat dahilinde olduğunu ileri sürerken, davalı ... şirketince, inşaat sigorta poliçesinin vadesinin 22.12.2008-05.02.2009 olduğu, hırsızlık olayının poliçe vadesinin dışında meydana geldiği, bu nedenle zararın teminat dahilinde olmadığı savunulmuştur. Davalı şirketin bu savunmasından, hırsızlık rizikosuna sadece inşaat süresi için teminat verildiğinin, bakım döneminde meydana gelen hırsızlık olayının (01.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren III/f maddesi uygulanmasa bile) teminat altında bulunmadığının savunulduğunun anlaşılması gerekir.
Gerçekten de poliçenin tanzim tarihi 25.12.2008 olduğuna göre, taraflar arasında aksi yönde yapılmış bir anlaşma olmadığı sürece, poliçenin teminat süresinin sonuna kadar, bu tarihte yürürlükte olan genel ve özel şart hükümlerinin uygulanması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta da taraflar arasında 01.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren yeni bakım dönemi klozu hükümlerinin uygulanacağı yönünde bir anlaşmanın olduğu iddia ve ispat edilemediğine göre, yeni bakım devresi klozunun III/f maddesinin, somut uyuşmazlıkta uygulanma yeri bulunmamaktadır. Nitekim mahkemece görüşüne başvurulan 24.10.2011 tarihli bilirkişi raporunda da, somut olayda meydana gelen hırsızlık rizikosunun aynı gerekçeyle teminat dışında bırakılmadığı belirtilmiş, ancak hırsızlık hakkında bir ceza davasının açılmadığı, davacının sigorta ettiren olup sigortalı Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş."nden muvafakat almadığı, davacı defterlerinin kapanış tasdikinin olmadığı ve çalınan emtiaya ait faturanın geçersiz olduğu gibi nedenlere dayanılarak, davacının tazminat talep hakkının bulunmadığı bildirilmiştir. Oysa bu hususlarda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi, anılan tespitlerden bir çoğu dosya içeriğine uygun da değildir. Zira davalı ... şirketince davacıya gönderilen 04.03.2009 tarihli ret yazısında, sadece olayın 22.12.2008-05.02.2009 poliçe vadesinde meydana gelmediği için teminat kapsamında olmadığı gerekçesine dayanılmış, mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde de benzer savunma yapılmıştır. O halde mahkemece sadece bakım döneminde meydana geldiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmayan rizikonun, teminat dahilinde olup olmadığı konusunda bir inceleme yapılmalıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ise karar yerinde bilirkişi raporunun hükme esas alındığının belirtildiği ve bilirkişi raporunda bakım döneminde meydana gelen hırsızlık rizikosunun teminat dışında bırakılmadığı bildirildiği halde, bilirkişi raporuna bu yönden neden itibar edilmediğinin gerekçeleri belirtilmeden, davacının meydana gelen zararının, zaman açısından sigorta örtüsü altında olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, öncelikle poliçenin tanzim edildiği 25.12.2008 tarihi itibariyle taraflar arasında geçerli bulunan bakım devresi klozu hükümlerinin dosyaya getirtilmesi, bakım döneminde meydana geldiği hakkında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmayan hırsızlık rizikosunun, teminat kapsamında olup olmadığı konusundaki tarafların iddia ve savunmalarının, anılan kloz hükümlerinin dikkatlice incelenmesi suretiyle değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.