Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 129 ada 15 parsel sayılı taşınmazına komşu 14 sayılı parsel maliki davalının meyveli ağacı kesmek hafriyat yapmak ve inşaata başlamak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi yıkım ve taşınmazın eski hale getirilmesi isteklerinde bulunmuştur. Davalı, davacıya ait taşınmaza herhangi bir müdahalede bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacıya ait parsele müdahalesinin saptanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım eski hale getirme isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 129 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kayden maliki olduğu aynı ada 14 sayılı komşu parselin ise, davalı adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, 15 parsel sayılı taşınmazına davalının hafriyat yapmak ve inşaata başlamak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, iddianın araştırılması bakımından yerinde üç kez uygulama yapılarak teknik bilirkişilerden raporlar alınmıştır.Bunlara göre, birinci raporda; davalının yaptığı temel kazısının davacının taşınmazına müdahalesi bulunmadığı ikinci raporda; davalının binasının çekişmeli taşınmaza 0.94 m2 hafriyatının ise 0.86 m2 tecavüzlü olduğu; son raporda ise; davalının 14 sayılı parselde inşa ettiği binasının temel köşesinin 15 sayılı parsele 1.18 m2 yine kuzey yönündeki konsol çıkmasının 0.16 m2 müdahalesinin bulunduğu ve ikinci raporla aralarındaki farkın normal olduğu” bildirilmiştir. O halde, yapılan ikinci ve son uygulama sonucu alınan raporlarla müdahalesinin varlığı belirlenmiş ve son bilirkişi heyeti tarafından, önceki raporla aralarındaki çelişki irdelenmiş olmasına rağmen; mahkemece son rapora değinilmeksizin gerekçeleri ortaya konulmaksızın ilk rapora itibar edilmek suretiyle hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Hal böyle olunca; hükme yeterli ve uygulamaya elverişli olan son rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.