Esas No: 2022/1386
Karar No: 2022/4700
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/1386 Esas 2022/4700 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hükümde, sanığın uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkum edildiği ve temyiz itirazlarının reddedildiği ancak, Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı nedeniyle ceza miktarının dörtte bir indirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, zincirleme suç oluşturduğu kabul edilen bir durumda sanığın lehindeki ve aleyhindeki delillerin gerekçe bölümünde belirtilmemesi ve İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi kararının yeterince incelenmemesi nedeniyle hüküm bozuldu. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri TCK'nin 191. maddesi ve CMK'nın 251. ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile Anayasa Mahkemesi'nin 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2020/16 Esas, 2020/33 sayılı iptal kararıdır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK'nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden önce yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; "mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251.
maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın durumunun "Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre;
2- Sanığın 02/06/2010 tarihli zincirleme suç oluşturduğu kabul edilen eylemine ilişkin olarak; Anayasanın 141. maddesinin 3. fıkrası ile 5271 sayılı CMK’nın 34/1 ve 230. maddeleri gereğince hükmün gerekçe bölümünde, sanığın lehindeki ve aleyhindeki delillerin belirtilmesi, tüm delillerin ayrı ayrı tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilenlerin belirlenmesi, hangi delile hangi nedenlerle üstünlük tanındığının belirtilmesi, delillerle ulaşılan kanıya göre sanığın hangi eylemden sorumlu tutulduğunun denetime olanak verecek şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun saptanması gerektiği gözetilmeden,gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
3- Zincirleme suç oluşturduğu kabul edilen ve mahsup edilen İstanbul 67. Asliye Ceza Mahkemesinin kesinleşen 2014/777 esas ve 2015/126 karar sayılı dosyası getirtilip incelenmeden ve onaylı sureti dosya içerisine alınmadan, sadece gerekçeli karar ve kesinleşme şerhi incelenerek zincirleme suç olduğundan bahisle yazılı şekilde uygulama yapılarak bahsi geçen dosyadaki cezanın mahsubuna karar verilmesi,
4- Suç tarihi “11/05/2010, 02/06/2010” olmasına karşın, gerekçeli karar başlığında “11/05/2010” olarak yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 12/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.