19. Ceza Dairesi 2015/24181 E. , 2018/3702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre;
I-Şikayetçi vekilinin sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın borçlu şirketin yetkilisi olmadığının anlaşılması karşısında eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE sonucu itibariyle doğru olan HÜKMÜN ONANMASINA,
II- Şikayetçi vekilinin sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne, sanık ... müdafiinin de vekalet ücretine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih, 2011/505, 509, 513 E, 21/02/2012 tarih, 2011/506, 510, 511, 621 Esas sayılı kararlarında açıklandığı üzere “tacir sayılan limited şirketlerin, temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, sorumlu oldukları şirketlerin ticareti terk etmeleri halinde; İcra İflas Kanunu"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisnaya yer verilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Kanun"un 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına bir engel bulunmadığı” yönündeki ulaşılan sonucun zaman içerisinde yerleşik uygulamaya dönüşmüş olması, ticareti terk eden tacir açısından; muhatapların haklarını korumaya yönelik olarak İİK"nın 44.maddesi ile, ticareti terk eden bir tacire; 15 gün içerisinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirme ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunma, Ticaret Sicili Memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete"de ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mutat ve münasip vasıtalarla ilan etme ve ilan masraflarını da ödeme yükümlülükleri yüklenmiş, bu yükümlülüklere aykırı davranmanın yaptırımı ise İ.İ.K"nın 337/a maddesinde düzenlenmiş olup, takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun;
“1- İİK"nın 44. maddesine göre mal beyanında bulunulmaması,
2- Mal beyanında mevcudun eksik gösterilmiş olması,
3- Aktifte yer alan malın veya yerine kaim olan değerin haciz veya iflas sırasında gösterilmemesi,
4- Mal beyanından sonra, beyan edilen bu mallar üzerinde tasarruf edilmesi” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının zarar görmesi ve borçlunun tacir olması gibi...) gerçekleşmesi halinde oluşacağı konusunda gerek uygulamada gerek öğretide herhangi bir duraksamanın mevcut olmaması ve somut olayımızda bu eylemden dolayı şikayetçi olan müştekinin zarar gördüğünün dosya içeriğinden anlaşılması karşısında; sanığın savunmasında faaliyetine devam ettiğini belirtmesine göre; ticari faaliyetin ne şekilde devam ettiği sanığa açıklattırılıp, şikayet tarihi itibari ile verilen en son vergi beyanname örnekleri getirtilip incelenerek; ticareti terk etmediğini gösterir herhangi bir mal ve/veya hizmet alım-satımının bulunup bulunmadığının araştırılıp, borçlu şirketin ticaret sicili müdürlüğünde kayıtlı adresinde ve tespiti halinde, diğer adreslerinde de zabıta araştırması yaptırılarak delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
2-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "02/08/2013" yerine "23/08/2013" olarak yazılması,
3-Zincirleme suçta suçların çokluğu söz konusu olduğundan TCK"nın 43/2 maddesinde düzenlenen aynı nev"iden fikri içtimadan söz edebilmek için öncelikle birden fazla bağımsız suçun, Kanun"da belirtilen istisnai durumlarda bir araya gelmesi zorunludur.
Ticareti terk suçu aynı ticari işletme için bir kez işlenebilen bir suçtur. Zira aynı ticari işletmeyi Kanun"da belirtilen yükümlülüklere riayet etmeksizin birden fazla terketmek mümkün değildir. Burada mağdur sayısının fazlalığı temel cezanın tayini sırasında dikkate alınsa dahi, aynı nev"iden fikri içtima hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Temyiz davasına konu eylem nedeniyle, Antalya 5. İcra Ceza Mahkemesi" nin 03/12/2013 tarih ve 2013/580 E. 2013/1374 K. Sayılı kararı ile aynı sanık hakkında verilen beraat hükmünün Dairemizce 2015/22174 E. sayılı dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/02/2018 tarihinde bozulmasına karar verildiği, yine Antalya 2. İcra Ceza Mahkemesi" nin 16/01/2015 tarih ve 2014/655 E. 2015/14 K. sayılı kararı ile aynı sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizce 2016/5445 E. sayılı dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/03/2018 tarihinde bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla,mümkünse anılan dosyalar birleştirilerek her üç dava dosyasının aynı ticari işletmeyle ilgili olup olmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra aynı ticari işletmeyle ilgili eylemlerin tek suç oluşturacağı ,önceki hüküm kesinleşmişse sonradan açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek buna göre hüküm kurulması zorunluluğu,
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin aynı Kanun"un 337/amaddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu"nun 354.maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK"nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
4-Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine CMK"nın 324/1 ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 14/5. madde ve fıkraları uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafii ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.