Gereği görüşülüp düşünüldü: 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesine göre Bakanlığın çocuğa karşı işlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda davaya katılma ve hükmü temyiz hakkı bulunduğundan, Bakanlık vekili tarafından sunulan temyiz istemli dilekçede açıkça katılma iradesinin ortaya konulduğu anlaşılmakla, 2019/6 Esas sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı ile 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesi gözetilerek Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılmasına ve vekilinin de katılan vekili olarak kabulü ile yapılan incelemede; I- 29.01.2015 tarihli iddianamede sevk maddesi olarak 5237 sayılı TCK"nın 109/1 madde ve fıkrası gösterildiği halde ek savunma hakkı verilmeden suça sürüklenen çocuklar hakkında aynı maddenin 2. fıkrasına göre mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle CMK"nın 226. maddesine aykırı olarak suça sürüklenen çocukların savunma haklarının kısıtlanması, II- Kabule göre de; suça sürüklenen çocukların, katılana yönelik gerçekleştirdikleri kabul olunan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda TCK"nın 109. maddesinin 3. fıkrasında sayılan birden fazla kişi ile birlikte ve çocuğa karşı işlenmesi şeklindeki nitelikli hallerden birden fazlasının gerçekleşmiş olması nedeniyle, haklarında kurulan hükümde temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafileri ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.