Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/25404 Esas 2016/3779 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/25404
Karar No: 2016/3779
Karar Tarihi: 22.03.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/25404 Esas 2016/3779 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/25404 E.  ,  2016/3779 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Yersiz ödendiği iddia edilen primin tahsili davasının bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılaması sonunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hükmün süresi içinde temyizen incelenmesini tarafların avukatlarının istemesi ve davacı avukatının duruşma talep etmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.03.2016 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davacı adına Av. ....., davalı adına Av....... geldiler. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunanların açıklamaları dinlenip duruşmaya son verilerek aynı günde, Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı avukatının temyiz itirazlarının REDDİNE;
    2-)Davalı Kurum avukatının temyiz itirazlarına gelince;
    09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama "usuli kazanılmış hak" olarak adlandırılmakta olup, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve istenilenler kapsamında işlem yapmak ve hüküm kurma zorunluluğunu getirir.
    Uzun yıllardan beri Yargıtay’ın kökleşmiş, sapma göstermeyen uygulamaları ve öğretide benimsenen usuli kazanılmış hak müessesesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temellerinden biridir.
    Bu hukuki kuralın ancak iki istisnası bulunmaktadır. Bunlardan biri, mahkemenin, Yargıtay bozma kararına uyduktan sonra görülmekte olan davaya uygulama imkanı olan yeni bir içtihadı birleştirme kararı çıkması; diğeri de, 4.2.1959 gün ve 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirlendiği üzere, hükmüne uyulan bozma kararından sonra görevle ilgili yeni bir yasal düzenlemenin getirilmiş olmasıdır. Olayda, Dairemizin bozma kararına uyulmakla meydana gelen usuli kazanılmış hakkın sonuç doğurmayacağı haller söz konusu değildir.
    Yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemenin uyma kararı verdiği Dairemizin bozma ilamında açıklanan "...V – A yapı sınıf grubundaki bina inşaatına uygulanması gereken asgari işçilik oranı % 9 olarak alınarak, varsa faturalı malzemeli işçilik – safi işçilik ödemeleri gözetilmek suretiyle yapılması gereken" yeni hesaplamaya göre, davacının fark prim borcu olarak ödediğini iddia ettiği primin yersiz olmadığının belirgin olduğu sonucuna varıldığından, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu % 6,75 asgari işçilik oranı uygulanmak suretiyle yapılan hesaplama sonucuna göre yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı avukatı yararına 1.350,00 TL duruşma Avukatlık parasının davacıdan alınmasına, 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.