23. Hukuk Dairesi 2013/7204 E. , 2013/7734 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 06.12.2011 gün ve 73 Esas, 2315 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı ... vekili ile davalı ... tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olan davalıların üyelikleri sürmekte iken kur"a sonucu adlarına isabet eden konutların tapularının verildiğini, davalıların ferdi mülkiyete geçilmiş gibi ödemelerini durdurduklarını, yasal ihtarların tebliğine rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle ortaklıktan çıkarıldıklarını, ihraç edilen davalıların yasal girişimde bulunmadıkları gibi ihraçtan sonra da sorumluluklarını yerine getirmediklerini ileri sürerek, davalılar adına oluşturulan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ...,....,...., ... vekilleri ile ..., ... ve ... davanın reddini istemişlerdir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, haklarındaki ihraç kararı kesinleşmiş olduğundan, davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ... yönünden davanın kabulüne; haklarında usulüne uygun ihraç prosedürü uygulanmadığından davalılardan ..., ..., ..., ... ve ... yönünden davanın reddine; davalılardan ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına ve diğer davalılar yönünden davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı ve davalılardan ..., ... ve ... vekillerinin temyiz istemi üzerine; davalılar..., ..., ..., ... ve ..."nin de diğer davalılar gibi, kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesi ile üyelikten çıkarılmalarına karar verildiği, mahkemece, geçerli bir ihraç kararı bulunmadığından bu davalılar yönünden davanın reddine karar verildiği, davalılarla ilgili, ihtar ve ihraç kararları incelendiğinde, ilk ihtarın bila tebliğ dönmesi üzerine hiçbir adres araştırması yapılmaksızın gazete aracılığıyla ihtarın tebliğ edildiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 27. maddesi uyarınca yasal ihraç prosedürünün tam olarak yerine getirilmediği ileri sürülebilir ise de, sonuç olarak davalılar hakkında alınmış bir ihraç kararı bulunduğu, anasözleşmenin 14. maddesi ile tanınan yetkiye dayanılarak alınan ihraç kararlarının geçersiz oldukları savunuluyorsa, genel kurula itiraz ya da dava yoluna müracaatla iptallerinin sağlanabileceği, davalıların, ihraç kararlarına karşı yasal yollara başvurmadıkları, davalılar hakkındaki çıkarma kararlarının 11.08.2004 ve 30.11.2004 tarihli gazetelerde yayımlandığı, bu dava süresince de davalılarca, ihraç kararının iptalinin istendiğinin savunulmadığı, ihraç edilen üyelerin, kooperatif üyeliği nedeniyle sağladıkları hak ve menfaatleri de iade etmeleri gerektiği, taşınmazların davalılara kooperatif üyeliği nedeniyle tahsis edildiği, kooperatifin faaliyetini sürdürdüğü ve henüz ferdileşmeye geçilmediği, üyeliğin tespiti ile ihraç kararının iptali konusunda davalılarca açılmış bir dava bulunmamasına rağmen, 6100 sayılı HMK"nın 26. (HUMK"nın 74.md.) maddesindeki emredici hükmün aşılması suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı yararına, genel kurul tutanakları getirtilerek üye olup olmadığının belirlenmesi gerektiği belirtilerek davalı ... yararına bozulmuş, diğer davalılar ... ve ... vekillerinin temyiz itirazları ise reddedilerek, karar adı geçen davalılar yönünden onanmıştır.
Bu kez, davalı ... vekili ile davalı ... karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1)Davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazları bakımından;
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere ve Dairemiz bozma kararının 1 nolu bendinde “davalılarca ihraç iptali davası açıldığı savunulmadığı, bu durumda ihraç kararının kesinleştiğinin kabulü gerektiği halde ihraç kararının kesinleşmediği sonucuna varılmasının doğru olmadığının” belirtilmesi gerekirken, “6100 sayılı HMK’nın 26. (HUMK’nın 74. mad.) maddesindeki emredici hükmün aşılması” ifadesinin yazılı olması doğru olmamış ise de, bu yanlışlığın sonuca bir etkisinin bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Davalı ...’ın karar düzeltme itirazları bakımından;
a)Dosya kapsamından davalı ...’ın adresinin dosya içerisindeki taahhütnameye göre, “2174 Sokak No:53 ....” olduğu, dava dilekçesi tebliğ edilmediği gibi, yargılama sırasında da başkaca tebligat yapılmadığı, gerekçeli karar ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin “....Mah. 2174. Sok. No:53/A...” adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, davalı ...’ın karar düzeltme dilekçesine eklediği temyiz dilekçesi, harç makbuzu ve Dairemize hitaben mahkemece düzenlenen üst yazının ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden, davalı ...’ın 05.10.2011 tarihli temyiz dilekçesinin yerel mahkeme hakimince havale edildiği, aynı gün temyiz harcının yatırıldığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligat parçası dosyada bulunmamakla birlikte, dava dilekçesindeki adresin, “.... Mah. 2174. Sok. 53/A. .../...” olduğu görülmekle, bu adrese çıkarılmış olabileceği, bu adresin de davalı ...’ın anılan taahhütnamedeki adresi olmadığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin davalı ...’a usulüne uygun tebliğ edilmediği, bu duruma rağmen, anılan adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesindeki koşullar bulunmadığı gözetilmeksizin gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin anılan Yasa maddesine göre tebliğe çıkarılmasının usulsüz olduğu, tüm bunlara göre de, davalı ...’ın 05.10.2011 tarihinde harcını yatırdığı, buna göre temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldığından, davalılardan ...’ın karar düzeltme itirazının kabulü ile temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
b)Dava, kooperatif ortaklığı nedeniyle davalılar adına tescil edilen taşınmaz tapu kaydının, ortaklığın sona ermesi nedeniyle iptali ile davacı kooperatif adına tescili istemine ilişkindir.
Ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa"nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6, 1982 Anayasası"nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Dava ve mahkeme karar tarihinden yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nın 73. maddesi "Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez" yasal kuralı içermektedir. Temyiz inceleme tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş olup, bu hak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut, açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Dava dilekçesinin tebliği ile davalı savunma hakkını kullanma olanağını kazanır ve cevap süresi işlemeye başlar. Esasa ve usule ilişkin savunma ve delillerini, dava dilekçesinin içeriğine göre ileri sürebilmesi için dava dilekçesinin tebliği zorunludur.
Açıklanan bu ilkeler doğrultusunda mahkemece, dava dilekçesi davalılardan ...’a tebliğ edilerek, iddia edilen hususlar hakkında savunma hakkı verilip, varsa usule ya da esasa ilişkin savunma ve delilleri üzerinde durulması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı ...’ın yokluğunda dava görülerek hüküm tesisi, anılan düzenlemelerin öngördüğü adil yargılanma hakkının ihlâli ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğundan, doğru görülmemiştir.
c) Bozma nedenine göre, davalı ...’ın diğer temyiz itirazlarının incelemesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin karar düzeltme itirazlarının REDDİNE, (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...’ın karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 06.12.2011 tarih ve 73 E, 2315 K sayılı ilamı bu davalı bakımından kaldırılarak, temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmesine, (2b) bendinde açıklanan nedenlerle, davalı ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu davalı yararına BOZULMASINA, (2c) bendinde açıklanan nedenlerle, davalı ...’ın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 6,55 TL harç ve 218,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen ..."den alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, temyiz ve karar düzeltme peşin harçlarının davalı ..."a istek halinde iadesine, davalı ... yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.