Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/2877 Esas 2020/3428 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2877
Karar No: 2020/3428
Karar Tarihi: 15.10.2020

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/2877 Esas 2020/3428 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2020/2877 E.  ,  2020/3428 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 31/10/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/01/2020 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ...’nin temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2- Davalı ...’ın temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili,... Belediye Başkanlığı tarafından, davacının maliki olduğu taşınmazın 23,57 m²"lik kısmının hafriyat alınarak yola katıldığını, taşınmaz üzerinde bulunan 14 metre uzunluğunda betonarme duvarın yıkıldığı, taşınmazın üzerinde bulunan kemerli bina giriş ve garaj giriş kapılarının betonarme kısımlarının yıkıldığını, demir aksamının sökülerek hafriyat ile birlikte atıldığını, bu zarar nedeniyle iki kez Kaymakamlık makamından 3091 Sayılı Yasa gereğince tecavüzün menine dair karar aldığını, belediye başkanı olan davalı ..."ın kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçundan ceza aldığını, 30/03/2014 tarihinde davalı belediyenin tüzel kişiliği sona erdiğinden 5747 sayılı Kanun gereğince ... İl Özel İdaresine karşı dava açıldığını belirterek, uğradığı maddi zararın tazminini istemiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da; bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
    Davaya konu edilen olayda; belediye başkanı olan davalı ...’ın, görevi sırasında ve görevinden dolayı davacıyı zarara uğrattığı ileri sürülmektedir. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 13/1. maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; davalıya husumet tevcih edilmesi doğru değildir.
    Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek, davalı ... hakkında davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile işin esasına girilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı ... yararına BOZULMASINA; davalı ...’nin temyiz itirazlarının ise (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davalı ..."dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.