12. Ceza Dairesi 2015/13813 E. , 2016/8242 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Hüküm : Sanıklar hakkında : TCK"nın 134/1-2, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Özel hayat; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içerir. Bu nedenle, kamuya açık alanda bulunulması, bu alandaki her görüntü veya sesin dinlenilmesine, izlenilmesine, kaydedilmesine, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterildiği anlamına gelmez. Kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” prensibi geçerli olup, kamuya açık alandaki kişinin, gün içerisinde yapıkları, gittiği yerler, kiminle niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları tespit etmek amacıyla sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş bilgileri ya da onun başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemeyeceği, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyetleri özel hayat kapsamına dahildir; ancak, süreklilik içermeyen ve özel yaşam alanına dahil olmayan olay ve bilgiler ise bu kapsamda değerlendirilemez. Sonuç olarak, bir olay ya da bilginin, özel hayat kapsamına girip girmediği belirlenirken, kişinin toplum içindeki konumu, mesleği, görevi, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığı, dışa yansıyan davranışları, rıza ve öngörüleri, sosyal ilişkileri, içinde bulunduğu fiziki çevrenin özellikleri, müdahalenin derecesi gibi ölçütler göz önüne alınmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında oluşa ve dosya kapsamına göre; mağdur ... ile aralarındaki boşanma davası devam etmekte olan sanık ..."nin, eşinin başka erkeklerle gayri ahlaki ilişkisi olduğunu ve müşterek çocukları ... ile ilgilenmediğini ispatlamak amacıyla, özel dedektiflik hizmeti veren diğer sanık ... ile anlaşarak, mağdur hakkında delil toplamasını istemesi üzerine, sanık ..."nın, mağduru, 19 gün boyunca gizlice takip edip, mağdurun kamuya açık alanlarda bulunduğu sırada kimlerle nerede görüştüğünü, mağdurun konuta ve iş yerine geliş-gidiş saatlerini, oğlu ..."un bu süreçte nerelerde kaldığını tespit ederek, buna ilişkin fotoğraf ve video kayıtlarının yer aldığı CD"yi, 07.08.2007 tarihli “İş Sonu Raporu” ile birlikte sanık ..."ye teslim ettiği olayda,
Sanıklara isnat edilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun sübut bulduğuna ve eylemlerin hukuki nitelendirmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak; TCK"nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanun"un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiillerin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezaların asgari hadden tayin edilmesi, ayrıca; sanıklar hakkında suç tarihi itibariyle lehe olan TCK"nın 134/1-2. maddesi uyarınca asgari hadden adli para cezası hükmedilmesine karar verilmiş olması karşısında, temel cezaların 365 gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesi, TCK"nın 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması neticesinde, sonuç olarak belirlenen 304 gün ile aynı Kanun"un 52/1-2. maddesi gereğince 1 gün karşılığı 20,00 TL olarak tayin edilen miktarın çarpılması suretiyle sanıkların 6.080,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına hükmetmek yerine, sanıklar hakkındaki temel cezanın, TCK"nın 61/8. maddesine aykırı şekilde, 1 yıl karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesi, TCK"nın 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılması neticesinde, sonuç olarak belirlenen 10 ay-300 gün ile aynı Kanun"un 52/1-2. maddesi gereğince 1 gün karşılığı 20,00 TL olarak tayin edilen miktarın çarpılması suretiyle sanıklara 6.000,00 TL adli para cezası hükmedilerek, sanıklar hakkında 80,00 TL eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, temyize konu davanın ilk açılan dava olması karşısında, sanık ... müdafiinin mükerrer olarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmediğine, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına, sanık ..."nın hükmün açıklanmasının geri bırakılmamasının isabetsiz olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA, 10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.