Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/671 Esas 2020/6782 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/671
Karar No: 2020/6782
Karar Tarihi: 10.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/671 Esas 2020/6782 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/671 E.  ,  2020/6782 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, Diyarbakır 2. İcra Müdürlüğünün 2012/7766 sayılı takip dosyası ile haklarında icra takibi başlatıldığını, ilamsız icraya konu paranın zorunlu trafik poliçe teminatından verilen tazminat olduğunu, davalı tarafın ... plakalı sürücünün ehliyetsiz olduğu gerekçesiyle rücu edilmesine karşın sürücünün ehliyet suretinin dosyaya sunularak borca ve icra takibine itiraz etmeleri üzerine takibin durduğunu belirterek ilamsız icra takibine konu haksız rücu alacağı iddiasına karşı borçlu olmadığının tespiti ve davalının başlattığı icra takibinde kötüniyetli olması nedeniyle %40 tazminatla cezalandırılması, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm vekalet ücreti yönünden davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK."nun 72.maddesine göre açılmış menfi tespit davasıdır.
    Mahkemece, davanın hukuki yarar yokluğundan (dava şartı) usulden reddine karar verilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)"nun 114/h maddesinde, hukuki yarar açıkça dava şartları içerisinde sayılmıştır. Davacının dava açmaktaki yararı, hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik yarar yalnız başına yeterli değildir. Davacı, hakkına kavuşmak için mahkemenin kararına muhtaç bulunmalıdır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi "Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret" başlığını taşımakta; maddenin 2.fıkrasında ise "davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur" düzenlemesi bulunmaktadır.
    Buna göre tarifenin açıklanan 7/2 maddesi hükmü gereğince; konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bulunan bir şey olan davanın dava şartlarından birinin bulunmaması (noksan olması) nedeniyle usulden reddine ilişkin kararda, vekalet ücreti nispi tarifeye göre takdir edilir; ancak, bu nispi vekalet ücretinin miktarı, maktu vekalet ücretini geçemez.
    Mahkemece, AAÜT 7/2 maddesi gereğince vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği hususu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.