
Esas No: 2021/18639
Karar No: 2022/4805
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/18639 Esas 2022/4805 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/18639 E. , 2022/4805 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ... hakkındaki ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli ve 2011/11 esas, 2012/4 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 29/09/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 07/10/2010 tarihinde işlediği iddia olunan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 07/01/2011 tarihli ve 2010/7155 soruşturma, 2011/68 esas, 2011/6 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 297/1. maddesi delaletiyle 188/3, 188/4 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle ... 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 25/01/2012 tarihli ve 2011/11 esas, 2012/4 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3-4, 297/1 cümle 2 ve 62. maddeleri gereğince 9 yıl 4 ay 15 gün hapis ve 740,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 25/04/2012 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine gore tebliğ edildiği, sanığın kararı temyiz etmediği, kararın dosyanın diğer sanığı ... müdafii tarafından temyiz edildiği,
3- Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 08/05/2017 tarihli ve 2015/9366 esas, 2017/3002 sayılı ilamı ile, suç tarihinde sanık ...’ın cezaevinde ziyaretine gelenlerin çizelgesi getirtilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması ve sanık ...’ın eylemine TCK’nın 191/1 ve 297. maddenin 1. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği gerekçeleriyle hükmün sanık ... yönünden bozulmasına karar verildiği,
4- Bozmadan sonra, her iki sanık yönünden yargılama yapıldığı, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/11/2018 tarihli ve 2017/214 esas, 2018/326 sayılı kararı ile sanık ...’ın 5237 sayılı TCK’nın 191/1, 297/1-2. cümlesi ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanık ... yönünden, önceki mahkûmiyet kararının temyiz edilmeyerek 02/05/2012 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle CMK’nın 223/7. maddesi gereğince davanın reddine karar verildiği, sanık ...’ın kararı temyiz ettiği,
5- Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 16/09/2019 tarihli ve 2019/1411 esas, 2019/4557 sayılı ilamı ile, “25/01/2012 tarihli kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, sanığın temyiz etmemesi üzerine kararın kesinleştiği, 07/10/2010 tarihli eylem nedeniyle verilen hükmün kesinleşmesinden sonra aynı eyleme ilişkin bir dava açılmadığı anlaşılmakla, yargılamaya devam edilerek verilen davanın reddi kararı hukuken geçersiz olduğundan dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine” karar verildiği, bu karar üzerine
sanığın 9 yıl 4 ay 15 gün hapis ve 740,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün kesinleştirilerek infaza gönderildiği,
6- Sanığın 22/04/2020 tarihli dilekçesi ile kanun yararına bozma yoluna gidilmesini talep ettiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Başkası için uyuşturucu temin amacıyla uyuşturucu bulundurup nakletmek suçundan sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 297/1-son cümlesi delaletiyle 188/3, 188/4, 297/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 9 yıl 4 ay 15 gün hapis ve 740,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli ve 2011/11 esas, 2012/4 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli kararının aynı suçtan mahkûmiyetine karar verilen diğer sanığın temyiz etmesi üzerine, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin 08/05/2017 tarihli ve 2015/9366 esas, 2017/3002 karar sayılı ilâmı ile bozulmasını müteakip, sehven kararı temyiz etmeyen sanık ... yönünden de yeniden yargılama yapılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının reddine ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/11/2018 tarihli ve 2017/214 esas, 2018/326 sayılı kararı verilmiş ise de, Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 16/09/2019 tarihli ve 2019/1411 esas, 2019/4557 karar sayılı ilâmı ile sanık hakkında ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli kararının kesinleşmesinden sonra aynı eyleme ilişkin yeniden açılmış bir dava bulunmadığından bahisle ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/11/2018 tarihli kararının hukuken geçersiz olduğuna hükmedildiği gözetilerek yapılan incelemede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 150. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında yer alan, “(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. (3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki düzenleme ile,
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 29/06/2020 tarihli ve 2020/5826 esas, 2020/6444 karar sayılı ilamında "28.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddeleri uyarınca ... zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, sanık müdafiinin hazır bulunmadığı duruşmada sanığın savunması alınarak aynı Kanunun 188/1 ve 289/1-e maddesine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş... " şeklinde belirtildiği üzere, 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değiştirilmeden önceki haline göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 297/1-son cümlesi delaletiyle 188/3, 188/4 ve 297/1. maddelerine temas eden başkası için uyuşturucu temin amacıyla uyuşturucu bulundurup nakletmek suçundan yargılanan sanığın savunmasının, baro tarafından zorunlu müdafii atanmak suretiyle alınması gerektiği gözetilmeksizin, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli ve 2011/11 esas, 2012/4 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 07/10/2010 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma ve infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012
tarihli ve 2011/11 esas, 2012/4 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 297/1-son cümlesi delaletiyle 188/3, 188/4, 297/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 9 yıl 4 ay 15 gün hapis ve 740,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli kararının aynı suçtan mahkûmiyetine karar verilen dosyanın diğer sanığı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 08/05/2017 tarihli ve 2015/9366 esas, 2017/3002 karar sayılı ilâmı ile sanık ... yönünden bozulmasını takiben, sehven kararı temyiz etmeyen sanık ... yönünden de yeniden yargılama yapılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının reddine ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/11/2018 tarihli ve 2017/214 esas, 2018/326 sayılı kararı verilmiş ise de, Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 16/09/2019 tarihli ve 2019/1411 esas, 2019/4557 karar sayılı ilâmı ile sanık hakkında ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli kararının kesinleşmesinden sonra aynı eyleme ilişkin yeniden açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/11/2018 tarihli kararının hukuken geçersiz olduğuna hükmedildiği gözetilerek yapılan incelemede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 150. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında yer alan, “(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafii görevlendirilir. (3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi itibariyle sanığın üzerine atılı suçun cezasının alt sınırı itibariyle zorunlu müdafii tayininin gerekmediği, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 188/3. maddesinde yapılan değişiklikle hapis cezasının alt sınırının on yıl hapis cezası olarak değiştirildiği, sanığın savunmasının alındığı tarih olan 25/05/2011 tarihinde ve karar tarihi olan 25/01/2012 tarihinde 6545 sayılı Kanun’un yürürlükte bulunmadığı ve cezanın alt sınırı itibariyle zorunlu müdafii tayinini gerektirmediği, bu nedenle kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, kanun yararına bozma incelemesinin, incelemeye konu karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine aykırılık yönünden yapılabileceği anlaşıldığından kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2012 tarihli ve 2011/11 esas, 2012/4 sayılı kararına ilişkin kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
13/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.