Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, davalılardan bir bölümü aleyhine açtıkları şuf"a davası sonucu, Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.5.1992 gün, 1991/22 esas,1992/ 53 sayılı kararı ile 10.3.1986 tarih 31 sıra nolu tapunun iptali ile adlarına tesciline ilişkin olarak verilen kararın kesinleştiğini ancak, davanın devamı sırasında bazı paydaşların paylarını davalılara temlik etmeleri nedeniyle tapuda infazın sağlanamadığını, davalıların iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuşlardır. Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlar, diğerleri davaya yanıt vermemişlerdir. Mahkemece, bazı payları temelük eden davalıların iyiniyetli olmadıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili ve davalı F.vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, tapuya dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillere ve özellikle eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen Giresun Kadastro Müdürlüğünün 24.9.2008 tarih ve 2864 sayılı yazısına göre; çekişme konusu taşınmazlarla ilgili olarak genel mahkemede yargılamaya devam edilmekte iken, genel kadastro çalışmalarının başladığı ve taşınmazlarla ilgili olarak kadastro sınırlandırma ve tespitinin yapıldığı, kadastro tutanaklarına " davalıdır" ibaresi konulmak suretiyle malik hanesinin boş bırakıldığı, kadastro tutanak asıllarının 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 5. maddesi gereğince Kadastro Mahkemesine gönderilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 5,10,11,27 ve 30. maddeleri hükmü gereğince; taşınmazlarla ilgili kadastro tespitinden önce genel mahkemede görülmekte olan dava bulunması nedeniyle malik hanesi boş bırakılarak kadastro tespitinin yapılması halinde gerçek hak sahibinin diğer bir deyişle mülkiyet uyuşmazlığının Kadastro Mahkemesinde çözüme kavuşturulması gerektiği, kadastro tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren genel mahkemelerin görevinin sona ereceği ve bu davalara ait dosyaların re"sen kadastro mahkemesine devrolunacağı kuşkusuzdur. O halde, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Kadastro Mahkemesine devrine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmiş olması doğru değildir. Davacılar ile davalı Ferhat"ın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,11.2.2009 tarihinde oybidliğiyle karar verildi.