13. Hukuk Dairesi 2019/2168 E. , 2019/6688 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalının eski eşi olduğunu, anlaşmalı olarak eşinden boşandığını, taraflar arasında düzenlenen protokol gereği ... Mahallesi, 4. Cadde No:122/5 - .../... adresindeki 1/2 hissesine sahip olduğu dairenin, diğer taraf üzerinde bulunan 1/2 hissenin de tapuda adına intikal ettirildiğini, boşanma ek protokolünün 3. maddesinde "dava konusu daire tahrip edilmeden 01/05/2011 tarihine kadar tahliye edilecektir" hükmüne rağmen taşınmazın davalı tarafça tahrip edilerek ve ek boşanma protokolüne uyulmayarak tahliye edildiğini, boşanma ek protokolünün 3. maddesinde yer alan "01/05/2011 tarihinde daire tahliye edilmediği takdirde tahliye edilmeyen her ay için ..., "e 1.500,00 TL ödeyecektir." hükmüne göre tahliye taahhüdünde bulunulduğunu ileri sürerek, boşanma protokolüne göre taşınmazın teslimine, boşanma ek protokolü gereği hasar bedeli olarak şimdilik 2.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline, boşanma ek protokolün 3. maddesi gereğince evi süresinde teslim etmediğinden şimdilik 1.500,00 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesi ile de 4.498,00 TL hasar bedeli ile 79.500,00 TL geç teslimden kaynaklanan ceza şart alacağının tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile dava konusu taşınmazda oluşan zararların ve eksiklerin giderilmesi için gerekli olan 4.498,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline, taşınmazın geç tesliminden kaynaklanan 79.500,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleceyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine karar, davacı tarafından temyiz edilmiş, 11. Hukuk Dairesinin 17.12.2014 tarih 2014/20767 Esas, 2014/19785 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında davacı taraf 04.02.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile birlikte talep sonucunu 80.498,00 TL"ye yükselttiklerini ifade etmiş, mahkemece ıslah edilen talep esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, 4.2.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Son olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06/05/2016 Tarih, 2015/1 Esas ve 2016/1 sayılı kararında da bozma sonrası ıslah yapılamayacağı ve 1948 tarihli içtihadı birleştirme kararının değiştirilmesinin gerekmediği kabul edilerek; ilke olarak bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kesinleşmiştir. Bu nedenle davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, mahkemece, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.