Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/6004 Esas 2022/6173 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, bedelsiz senedi kullanma, tefecilik
HÜKÜMLER : Beraat, hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Katılan vekilinin temyiz isteminin beraat hükümlerine yönelik, sanık müdafisinin temyiz isteminin ise bedelsiz senedi kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerinde taraflarına vekalet ücreti verilmemesine, tefecilik suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükümde aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesi ile sınırlı olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1)Tefecilik suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafisinin temyizinin incelenmesinde;
Sanık müdafisinin sanık hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükümde aleyhe vekalet ücreti verilmesi yönüyle sınırlı temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmış ise de vekalet ücretinin hükmün bir parçası olduğu ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp, itiraz yasa yoluna tabi olduğu anlaşıldığından, dava dosyasının incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
2)Bedelsiz senedi kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanık müdafisi ile katılan vekilinin temyizlerinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen suçların Kanundaki cezalarının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sorgusunun yapıldığı 20.06.2013 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekili ile sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağan dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 11.04.2022 tarihinde Yargıtay Üyesi ... ve ...'un sanık hakkında TCK'nin 156.maddesi uyarınca açılan davanın iddianamede anlatılıp biçimine göre TCK'nin 158/1-d maddesinde uyumlu suçu oluşturacağı ve davaya bakma görevinini Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu bu nedenle bedelsiz kalmış senedi kullanma suçundan açılan davanın bozulması gerektiği yönündeki karşı oyu ve oyçokluğu, resmi evrakta sahtecilik suçu yönünden oy birliğiyle karar verildi.


KARŞI OY

Sanık hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik olarak sayın çoğunluğun sanığın eyleminin bedelsiz senedi kullanma suçu olarak tasrihi ile davanın olağan zamanaşımı gerçekleştiğinden bahisle düşmesine ilişkin kararına katılmak mümkün bulunmamıştır, zira;
İddianamede "şikayetçinin tefecilik yaptığını bildiğini ifade ettiği sanıktan 2008 yılında borç olarak aldığı 5000 TL karşılığında ödeme günü dolu diğer kısımları boş olan bonoyu imzalayarak verdiği, 2008 yılında sanığa 9000 TL ödeme yaptığı ancak geri almadığı bononun üzerinde yazılı ödeme tarihinde tahrifat yapılmak suretiyle 2012 yılında 20000 TL olarak sanık tarafından icraya konulduğu, bono üzerindeki 15.03.2008 olan ödeme gününün 15.03.2012 olarak benzer kalemle tahrif edildiğinin Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edildiği böylece bononun tarih kısmında oynama yapılarak 9000 TL olarak ödenen senedin 20000 TL olarak icraya konu edildiği" iddia edilmiş olması karşısında; sanığın eyleminin TCK' nin 158/1-d maddesinde yazılı kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçuna temas edeceği anılan suça bakma görevinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğundan bedelsiz kalmış senedi kullanma suçundan kurulan beraat hükmünün diğer yönleri incelenmeksizin bozulması gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun suçu bedelsiz kalmış senedi kullanma olarak niteleyen ve bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine ilişkin kararına katılmak mümkün bulunmamıştır.

KARŞI OY

Sanık ... hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan verilen beraat hükmünün temyiz incelenmesinde: sayın çoğunluğun ''bedelsiz senedi kullanma eyleminden açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşmesine'' şeklindeki görüşüne aşağıdaki nedenlerle iştirak etmiyorum.
Sanık hakkında açılan kamu davasında "ödeme tarihi yazılı olarak verilen bononun üzerinde yazılı ödeme tarihinde tahrifat yapılmak suretiyle 2012 yılında 20000 TL olarak sanık tarafından icraya konulduğu, bono üzerindeki 15.03.2008 olan ödeme gününün 15.03.2012 olarak benzer kalemle tahrif edildiğinin Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edildiği böylece bononun tarih kısmında oynama yapılarak 9000 TL olarak ödenen senedin 20000 TL olarak icraya konu edildiği" iddia edilmiştir.
Bedelsiz senedi kullanma suçunda, senet hukuka uygun ve dolu olarak elde bulunan senedin ödenmesine rağmen sanık tarafından tahrif edilmeden icra takibine koyulması ve kullanılması söz konusudur, doldurup veya tahrif edilip kullanılırsa sahtecilik suçu ile birlikte dolandırıcılık suçu oluşur. Söz konusu olayda senedin tahrif edilmesi nedeniyle sanığın iddia edilen eylemi bedelsiz senedi kullanma suçunu aşmıştır. Eylemin TCK' nın 158/1-d maddesinde yazılı kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturması ihtimali vardır. Bu suça bakma görevinin Ağır ceza mahkemesine ait olması nedeniyle, bedelsiz kalmış senedi kullanma suçundan kurulan beraat hükmünün diğer yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, sanık hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan verilen beraat hükmünün bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun düşüncesine bu suç yönünden katılmıyorum.