7. Ceza Dairesi Esas No: 2018/15983 Karar No: 2021/4966 Karar Tarihi: 30.03.2021
5607 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/15983 Esas 2021/4966 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Temyiz edilen dava, 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan açılmıştır. İlk olarak, Gümrük İdaresi'nin suçtan doğrudan zarar görmediği için davaya katılmasına karar verilmesi hükmü temyize yetki vermemektedir. İkinci olarak, sanığın temyiz talebinin süresinde kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sanığın eylemi, 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçunu oluşturmaktadır ve bu suçtan doğrudan zarar gören kurum TAPDK'dir. Hüküm açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik kararın TAPDK'na henüz tebliğ edilmediği için dava henüz kesinleşmemiştir. Bu nedenle, sanık hakkındaki dava zamanaşımı nedeniyle düşürülmüştür ve kaçak eşyalar müsadere edilmiştir. Kanun maddeleri: 5607 sayılı Kanun, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi, 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçu, TCK'nun 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi, 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddesi ve TCK'nun 54/4. maddesi.
7. Ceza Dairesi 2018/15983 E. , 2021/4966 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, nakil aracın müsaderesine yer olmadığına
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; I- Gümrük İdaresi vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede; Suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi"nin kamu davasına katılmasına karar verilmesi de hükmü temyize yetki vermeyeceğinden, Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317.maddesi uyarınca oybirliğiyle REDDİNE, II- Sanığın temyizi üzerine yapılan incelemede ise; Hükümde yasa yolu gösterilirken, sanığın yüzüne karşı verilen kararda 7 günlük temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren başlayacağının belirtilmesi gerekirken, yanıltıcı şekilde "tebliğinden itibaren" denilmek suretiyle sanığın yasa yolunda yanıltıldığı anlaşıldığından sanığın temyiz talebinin süresinde kabul edilerek yapılan incelemede; Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği nazara alındığında, sanığın eyleminin 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçunu oluşturup, bu suçtan doğrudan zarar gören kurumun ise TAPDK olduğu, bu anlamda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 18.03.2011 tarih, 2010/900 Esas ve 2011/280 Karar sayılı hükme yönelik anılan kurumun itiraz hakkının bulunduğu gözetilerek, yargılamaya katılma hakkı bulunan kurum olan TAPDK"na hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin mahkemenin bahse konu kararının tebliğ edilmemesi nedeniyle henüz kesinleşmediği cihetle, sanık hakkındaki dava zamanaşımının durmadığı gözetilerek; Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nun 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendine göre suç için asli dava zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, zamanaşımını kesen en son işlem olan sanığın savunmasının alındığı 28.12.2010 tarihinden itibaren 8 yıllık asli dava zamanaşımının temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, anılan maddeler uyarınca sanık hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesine göre DÜŞÜRÜLMESİNE, ele geçen kaçak eşyaların 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla TCK.nun 54/4. maddesi gereğince MÜSADERESİNE, 30.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.