Esas No: 2021/2868
Karar No: 2022/6104
Karar Tarihi: 11.04.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/2868 Esas 2022/6104 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine hükmetmiştir. Ancak, suçun özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ve bu nedenle suç unsurlarının olmadığı çekin resmi belge olarak kabul edilmesiyle sanığın hüküm giydiği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kararda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 231/8, 253/18, 254; 6763 sayılı Kanun'un 35; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 86/2; ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 692 ve 693. maddeleri yer almaktadır. CMK 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihten, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği tarihe kadar dava zamanaşımının durduğu belirtilmiştir. CMK 253/18 maddesi gereği ise, uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği vurgulanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 22.02.2010 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 18.04.2014 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek ve hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK'nin 86/2. maddesi uyarınca hükmolunan basit yaralama suçu olduğu; 6763 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 254. maddesi “uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir” şeklinde değiştirilmiş ise de, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesinde düzenlenen yaralama suçunun değişiklikten önce de uzlaşma kapsamında olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.10.2018 tarihli, 2018/4-394 Esas ve 2018/478 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı CMK’nin 253/18 maddesi gereği “uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez” hükmü karşısında, yeniden uzlaşma yoluna gidilemeyeceği anlaşılmakla yapılan incelemede;
Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin, resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekli olup, 6762 sayılı TTK'nın 692. maddesi gereğince çeklerde bulunması zorunlu olan keşide yerinin bir duraksamaya meydan vermeyecek biçimde açık ve anlaşılır olması gerektiği, aynı Kanun'un 693. maddesine göre ise keşide yeri gösterilmemiş olan çekin, keşidecinin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde keşide edilmiş sayılacağı hükmü de dikkate alındığında, suça konu çekte keşide yeri ve keşidecinin ad ve soyadı altında da bir yer bulunmadığı, bu nedenle unsurları bulunmayan suça konu çekin özel belge niteliğinde bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeyerek suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 11.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.