Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı SSK tarafından, kaza tarihi itibariyle şikayet edenin ortaklık hissesinin bulunduğu limited şirket hakkında, rücuen tazminat alacağına istinaden ilamlı takip yapılmış; ancak borçlu şirkete icra emri tebliğ edilememiş ve alacak tahsil edilememiştir. Alacaklı vekilinin 16.02.2009 tarihli talebi uyarınca, icra müdürlüğünce, şikayet edene 6183 Sayılı Yasa"nın 35.maddesi kapsamında ödeme muhtırası gönderilmiştir.
6183 Sayılı Yasa"nın 35/1-2.maddesi uyarınca limited şirket ortakları (pay devredilmiş olsa da), şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulabilirler. Ancak bu madde gereğince şirket ortaklarının takip edilebilmesi için her şeyden önce ortada bir amme alacağının varlığı gerekir. Alacak iş kazası nedeniyle rücuen tazminattan kaynaklanmakta olup, 6183 Sayılı Yasa"nın 1.maddesi kapsamında ifade edilen amme alacağı niteliğinde değildir. Bu durumda mahkemece şikayetin kabulü ile şikayet eden hakkında muhtıra tebliğine ilişkin icra müdürlüğü işleminin iptaline karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.