18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/10003 Karar No: 2014/18733 Karar Tarihi: 22.12.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/10003 Esas 2014/18733 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı derneğin zorunlu organlarını oluşturmadığı gerekçesiyle kendiliğinden sona erdiğini belirterek derneğin tasfiyesi için dava açmıştır. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir ancak taraflara tefhim edilen kısa kararda tasfiye talebi hakkında hüküm kurulmamış, gerekçeli kararda ise tasfiyeye karar verilmediği belirtilmiştir. Böylece çelişki yaratılmıştır. Mahkemece taraflara yüklenen borçlar ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtilerek, çelişki yaratmayacak şekilde usulün öngördüğü şekilde hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, HMK 297. ve 294. maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
18. Hukuk Dairesi 2014/10003 E. , 2014/18733 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erdemli Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 13/05/2013 NUMARASI : 2012/431-2013/388
Dava dilekçesinde, davalı derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti ve tasfiyesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı derneğin kanunda öngörülen sürede ilk genel kurulunu yapıp zorunlu organlarını oluşturmadığını belirterek derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti ile tasfiyesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. HMK’nun 294.maddesinin 3 fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Sonradan yazılan gerekçeli kararın, tefhim edilen kısa karara uygun olması gerekir. Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunması, 10.04.1992 gün ve 1991/7-1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mutlak bozma nedenidir. Somut olayda, taraflara tefhim edilen kısa kararda "derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine," denildiği ve tasfiye talebi hakkında hüküm kurulmadığı halde gerekçeli kararda, "derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine, mal varlığı olmadığından tasfiye hakkında karar verilmesine yer olmadığına," şeklinde karar verilerek çelişki yaratılmıştır. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır. Yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmayacak şekilde bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.