18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/9867 Karar No: 2014/18710 Karar Tarihi: 22.12.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/9867 Esas 2014/18710 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı bir tabip subay olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yaparken, ilişiği idare tarafından kesilince eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 36.696,84 TL borç tahakkuk etti. Ancak davacı, borcun 16.415,00 TL'sinden borçlu olmadığını iddia ederek dava açtı. Mahkeme davacının açtığı kısmi dava için hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Ancak, Yargıtay bu kararı bozdu çünkü kısmi dava açmakta hukuki yarar bulunuyordu ve talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli değildi. Kanun koyucunun kısmi davayı ihdas etmekteki amacı hak aramayı sınırlandırmak değil, hakkın kötüye kullanılmasına engel olmaktır. Bu nedenle, mahkeme tarafların delilleri toplayıp bilirkişi incelemesi de yaptırarak karar vermesi gerekiyordu. Kararda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 109. maddesi detaylı bir şekilde açıklandı.
18. Hukuk Dairesi 2014/9867 E. , 2014/18710 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 25/02/2014 NUMARASI : 2012/239-2014/104
Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 36.696,84 TL borcun 16.415,00 TL"sinden borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının GATA"dan mezun olarak tabip subay olarak görev yapmakta iken, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesildiğini, davalı idarece mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan ilişiğinin kesilmesi nedeniyle 36.696,84 TL borç tahakkuk ettirildiğini belirterek, idarece ödenmesi istenen borcun 16.415,00 TL sinden borçlu olmadığının tespitini istemiş, mahkemece davacının kısmi dava olarak açtığı davada hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 109. maddesinin 1. fıkrasında talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmının dava yoluyla ileri sürülebileceği, talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve alacağın belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekir, yani bir alacak için daha fazla bir miktar için tam dava açma imkanı bulunmasına rağmen alacağın bir kesimi için açılan dava kısmi davadır. Alacak bir senede veya sözleşmeye bağlanmış veya taraflar arasında uyuşmazlığın değeri konusunda tartışma bulunmadığı durumlarda dava açmakta hukuki yarar bulunmamaktadır. Ancak, değeri belirlemek için hesaplama veya değerlendirme yapmak gerekiyorsa, bölünebilir nitelikte bu uyuşmazlık kısmi davaya konu edilebilir. Kanun koyucunun kısmi davayı ihdas etmekteki amacı hak aramayı sınırlandırmak değil, hakkın kötüye kullanılmasına engel olmaktır. Miktarı belirlemek için belli bir hesaplama veya değerlendirme yapılması gerekmekte ise hak arayan şahsı tam miktar üzerinden dava açmaya zorlamak hak arama özgürlüğünü sınırlandırmaya neden olacaktır Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davalı idarece tespit edilen 36.696,84 TL borcun ödenmesi için davacı hakkında 04.04.2012 tarihli yazının düzenlendiği ve davacıya tebliğ edildiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde davalı idarece borcun nasıl hesaplandığının ayrıntılı olarak belirtilmediğini, maliyet hesabı ile ilgili yasalarda değişiklik yapıldığını belirttiği anlaşılmıştır. Bu durum karşısında, davacının hangi miktar borçlu olmadığının tespitinde belli bir hesaplama ve değerlendirme ile birlikte değişen yasal mevzuata göre hakimin takdirine ihtiyaç bulunduğundan, bu tür davalarda talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olduğu kabul edilemeyeceğinden davacının kısmi dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilerek tarafların delilleri toplanarak, bilirkişi incelemesi de yaptırılıp oluşacak uygun sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.