10. Hukuk Dairesi 2015/21680 E. , 2016/3732 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, ilk kez verilen kısmen kabul kararından sonra Dairemizin 17.09.2012 günlü ve 2011/9437 Esas, 2012/15200Karar sayılı ilamıyla Mahkemece verilen kararın 10.05.2000- 31.12.2000 tarihleri arasında 1010889 sicil numaralı dava dışı işyerinden davacı adına bildirimin olması ve buna göre, davacının çalışmalarının kesintili olup olmadığı ve hak düşürücü süre bakımından her hangi bir etkisinin bulunup bulunmadığı açısından eksik araştırmaya dayalı olduğu kabul edilmiş,, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli görülmemiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr............’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenlik hakkının kamusal etkisi dikkate alındığında, sigortalılığın tespitine yönelik bu tür uyuşmazlıkların özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunluluğu mevcuttur.
Bu tür davalarda aslen tespit isteyen davacının fiili çalışmalarının mahkemece öncelikle yazılı delil varsa yazılı delille, yok ise dinlenecek bordrolu ve emniyet veya zabıta aracılığıyla tespit edilecek tarafsız nitelikteki komşu işveren ve işyeri tanıkların dinlenilmesi suretiyle sonuca varılması gerektiği Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarındandır.(YHGK’nun 01.06.2011 günlü 2011/307 E -2011/366 K sayılı, 21.09.2011 günlü ve 2011/527 E–2011/552 K sayılı ilamları)
Davaya konu somut olayda ise davacının hizmet döküm cetvelinde yer alan diğer şirketlerin adreslerinin aynı olduğu gerekçesi ile aralarında organik bağın varlığı kabul edilmiş ise de, organik bağın sadece aynı adreste olması halinde var olduğunun kabul edilmesi isabetsizdir. Nitekim farklı şirketler olsa da aynı işyeri hatta aynı binada faaliyet gösterebilirler.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular doğrultusunda araştırma yaparak, sadece adreslerinin aynı olması halinde organik bağın varlığı kabul edilemeyeceğinden ilk bozma kararımız çerçevesinde ayrıntılı ve davacının çalışmalarını bilebilecek durumda olan komşu işveren ve işyerlerinde çalışan sigortalıların kolluk aracılığıyla tespit ile beyanlarına başvurulduktan sonra elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 21.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.