17. Hukuk Dairesi 2015/4364 E. , 2017/10458 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ..."ın eşi ..."ın davalıya trafik sigortalı ...plakalı araç ile 19/09/2009 tarihinde tek taraflı trafik kazası yapmış olduğunu, kazada aracın sürücüsü olan müvekkilinin eşi ... ile oğlu ..."ın vefat ettiklerini belirterek müvekkili için 1.000,00 TL (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze defin giderlerinin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 16.09.2014 havaleli dilekçesiyle talebini yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davacının davasının kabulü ile 151.841,24 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine 1.000,00 TL"lik kısmı için dava tarihinden itibaren, 150.841,24 TL"lik kısmına ıslah tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş, ve mahkemece ticari faize hükmedilmiştir. ..., ddesteğin sevk ve idaresindeki araç hususi araç olup temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi doğru değildir.
3- Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazının incelemesine gelince;2918 sayılı ....’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya ... takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı ... şirketi ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı ... şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, ... şirketlerine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı ... şirketlerine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı ... şirketi, hükmolunan tüm tazminat yönünden dava tarihinde temerrüde düştüğünden, kabul edilen tüm tutara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslahla artırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru görülmemiştir.
2 ve 3 nolu bentlerde yazılan hususlar bozma nedeni ise de; bu yanılgların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3)numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ve davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendindeki “ticari” ibaresinin hükümden çıkarılmasına, yerine “yasal” ibaresinin yazılmasına; aynı bentteki “ 1.000,00 TL"lik kısmı için dava tarihinden itibaren, 150.841,24 TL"lik kısmına ıslah tarihinden itibaren” ibaresinin hükümden çıkarılmasına, yerine “tüm alacağa dava tarihinden itibaren” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 7.804,37 TL kalan onama arcının temyiz eden davalıdan alınmasına 13/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.