
Esas No: 2014/8904
Karar No: 2015/1651
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/8904 Esas 2015/1651 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve dahili davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, .................. İlçesi, ...... Köyü 105 ada 447 parsel sayılı 1.403,0 6m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ........, çekişmeli yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece; davanın reddine ve dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ........ Tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 15/09/2011 tarih ve 2011/5245 - 9999 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın sınırında Devlet .........ı bulunduğu halde, mahkemece orman araştırması yapılmamıştır. Bundan ayrı, davalı kişi yararına imar, ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yöntemine uygun olarak belirlenmemiştir.
Bu sebeple, yeniden yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce kesinleşen orman kadastrosunun bulunup bulunmadığı belirlenmeli, kesinleşen orman tahdidinin varlığının tespiti halinde inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 8 ya da 10 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce kesinleşen orman tahdidin bulunmadığının veya taşınmazın kesinleşen tahdit dışında kaldığının tespit edilmesi halinde bu kez eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; çekişmeli yerin çevresindeki taşınmazların niteliğine göre, taşınmazın etrafı ormanla çevrili ise mülkiyet belgesi, tapu kaydı olmadığı takdirde bu tür yerlerin 6831 sayılı Kanunun 17/1-2 maddesine aykırılık teşkil ettiği düşünülmeli, bütün bu konuları kapsayacak, duraksamaya yer vermeyen ortak imzalı rapor ve kroki alınıp çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı kesin biçimde saptanmalı, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun tespiti halinde davanın kabulüne karar verilmelidir.
Çekişmeli taşınmazın, orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, bu kez; davalı hakkında 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak 1980 - 1985 yıllarına ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogonometri yöntemiyle düzenlenmiş harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman mühendisi ile birlikte hava fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı ile eklemeli zilyet/ler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır." gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile 105 ada 441 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile tarla vasfıyla ........ adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve dahili davalı ... Yönetimi vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3116 sayılı Kanuna göre 1946 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1999 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ve 21/07/2009-19/08/2009 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
1) ......... Yönetimince, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ve orman niteliğiyle ........ adına tescili istemiyle bir dava açılmadığı gibi, kişiler tarafından açılmış bulunan eldeki davaya da ......... Yönetiminin 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi gereğince harçlı katılımı bulunmadığı, mahkemece davaya dahil edilmesinin kendisine taraf sıfatı kazandırmayacağı ve davada taraf olmayanlar hükmü temyiz edemeyeceğine göre, ......... Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE, yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden: İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı belirlenerek karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava konusu taşınmazın parsel numarası 447 iken, maddi hataya dayalı yanılgı sonucunda hükümde parsel numarasının 441 olarak yazılması doğru görülmemiş ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 1. fıkrasının 2. cümlesinde parsel numarası olarak yer alan "441" sayısının çıkartılarak, yerine "447" sayısı yazılmak, suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.