Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8879
Karar No: 2015/1650

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/8879 Esas 2015/1650 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/8879 E.  ,  2015/1650 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ... Yönetimi vekili, ...... ili, ........ ilçesi, ......... köyü 114 ada 13 parsel sayılı 1460 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle ........ adına tesciline karar verilmesini istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, 5841 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/11/2011 gün ve 2011/4463 E. - 13205 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan kararında özetle; [Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.11.1988 gün ve 1988/1-825 E. - 1988/964 K.; 06.05.1992 gün ve 1992/1-187 E. - 1992/295 K.; 24.03.1999 gün ve 1999/1-170 E. - 1999167 K.; 22.09.1999 gün ve 1999/1-568 E. - 1999/569 K.; 27.02.2002 gün ve 2002/1-19 E. - 2002/97 K.; 09.06.2004 gün ve 2004/1-335 E. - 2004/354 K.; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 09.12.2006 gün ve 2006/4206 – 4268; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.03.2008 gün ve 2008/1911 - 3034; 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2008 gün ve 2008/1564 - 5261, 27.06.2008 gün ve 2008/4257 - 9287, 09.10.2008 gün ve 2008/8409 - 12530, 20.01.2009 gün ve 2008/15375 - 519 sayılı kararların da değinildiği üzere, gerek 766 sayılı Kanunun 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde, özel mülkiyete konu olamayacak, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında ........ tarafından açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tâbi olup olmadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamakta ve özel şahıslar ile ........ arasında bir ayrım da içermemekte ise de, ........ tarafından açılacak bu tür davaların (10) yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığı hususu yerleşmiş Yargıtay Kararları ile istikrarlı bir şekilde uygulanmaktadır.
    Açıklanan hususlar gözetilerek, mahkemece yargılamaya devam edilip, ........ Yönetiminin iddiası ve davalı tarafın savunması ve her iki tarafın delilleri sorulup, toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.] denilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, aynı yere ilişkin kal istemiyle açılan davada birleştirme karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kabulüne; 114 ada 13 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile ........ adına orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, birleştirilen dosyada kal"e ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından kal talebine ve davalı ... vekili tarafından da tapu kaydının iptaline yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 1989 yılında yapılan orman kadastrosu ile 24/01/1991-22/02/1991 tarihleri arasında ilan edilen kadastro çalışmaları vardır.
    1) Davalı ..."in temyiz itirazları bakımından;
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içeresinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
    2) Davacı ... Yönetiminin, kal istemine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    ........ Yönetimi tarafından, orman kadastro sınırları içinde olan taşınmazın orman olarak ........ adına tescili, üzerindeki yapıların kal"ine karar verilmesi istemiyle dava açıldığı, ancak mahkemece kal talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Kal kararı, niteliği itibari ile inşai bir karar olduğundan, etkisini gelecekte gösterecek yani geleceğe etkili olarak sonuçlar doğuracaktır. Bu açıdan, bina veya yapı sahibi davalının iyiniyeti veya kötüniyeti aranmayacağı gibi, davalının taşınmazı bir hakka dayalı olarak kullanmasının da hukuken bir önemi olmayacaktır.
    ........lar üzerinde bina veya yapıların inşası 6831 sayılı Kanunun 17. ve Anayasanın 169. maddesine aykırıdır. Çekişmeli taşınmazın orman tahdit hattı içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiğine ve alınan fen ve orman bilirkişi raporlarında taşınmaz üzerinde yapılar bulunduğu bildirildiğine göre, mahkemece, taşınmazda bulunan yapıların kaline karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı olduğu şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı ..."in temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine,
    2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin kal istemine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 17/03/2015 günü oy çokluğuyla karar verildi.
    (Karşı Oy)
    KARŞI OY YAZISI

    Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca, mülkiyet hakkı bulunan malik, hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine, aynı hüküm uyarınca, haksız bir elatma varsa, anılan hüküm, malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar, davalı tüzel kişi adına tapuda kayıtlıdır. Dava konusu taşınmazlar üzerinde, davalı tarafından dava tarihine kadar tapu kaydına dayanılarak tasarrufta bulunulduğundan ve bu tarihe kadar davalı tarafından çekişmeli taşınmaza haksız bir elatma söz konusu olmadığından, müdahelenin men"i talebi ile birlikte mahkemece kal talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından kararın bu yöne ilişkin olarak onanması gerektiği düşüncesi ile çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi