10. Hukuk Dairesi 2016/3114 E. , 2016/3719 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davacının 10.10.2003 – 13.01.2005 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının tespitine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulü ile, davacının 1001706 sicil numaralı iş yerinde 01.01.2004 ile 12.01.2005 tarihleri arasında 372 gün hizmet akdine bağlı olarak sigortasız olarak çalıştırıldığının tespitine karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup, dosya içindeki bilgi ve belgeler ile toplanan delillere göre; davacının, kabule konu tarihler arasında davalı işyerinde çalıştığının tespitine dair mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Lakin, davacının talebi 10.10.2003 tarihinden itibaren hizmet tespiti olup, hizmet süresinin başlangıcı olarak 01.01.2004 tarihine karar verildiği nazara alındığında, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan 6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir.
6552 sayılı Kanun ile ilgili olarak öncesinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan hükümet teklifinde, söz konusu düzenleme 54. madde olarak yer almış, izleyen 55. maddede “5521 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.” denildikten sonra “7 nci maddeye bu Kanunla eklenen dördüncü fıkra hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda da uygulanır.” hükmü Geçici 3. madde olarak öngörülmüş, ancak yasalaşma aşamasında anılan Geçici madde çıkarılıp 6552 sayılı Kanunda bu türden düzenlemeye yer verilmemiştir.
Diğer taraftan, 5521 sayılı Kanunun 15. maddesinde, bu Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 66. maddesinde, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği, 447/2. maddesinde, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı, 448. maddesinde, bu Kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanacağı açıklanmıştır.
Şu durumda, hizmet tespiti davalarında kurumun feri müdahilliğine ilişkin hükmün geçmişe yürütüleceği yönündeki düzenlemenin kanun koyucu tarafından benimsenmemiş olması, ayrıca ve özellikle yukarıda değinilen 448. madde kapsamında, kurum bakımından taraf oluşumu gerçekleştiğinden tamamlanmamış işlemden söz edilemeyeceğinin de belirgin bulunması karşısında 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkranın 11.09.2014 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı açıktır.
6100 sayılı HMK nun “yargılama giderlerinin kapsamı” başlığını taşıyan 323. maddesinde yargılama giderlerinin hangi kalemleri kapsadığı tek tek sayılmış, “yargılama giderlerinden sorumluluk” başlığını taşıyan 326. maddede “kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemece, yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı”, “yargılama giderlerine hükmedilmesi” başlığını taşıyan 332. maddesinde ise “yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği, yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümün hüküm altında gösterileceği,” hüküm altına alınmıştır.
Eldeki davada; dava dilekçesindeki talebe göre, kısmen kabul kararı verildiğinden, davalı SGK’nın, 5502 sayılı Yasanın 36. maddesi uyarınca yargılama harçlarından muaf tutulması yerinde olup, harçlar dışında davacı lehine hükmedilen avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinden herhangi bir muafiyetinin bulunmadığı gözetilmeksizin 6552 sayılı Kanun hükümleri göz önünde bulundurularak davalı SGK aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi ile avukatla temsil edilen davalılar lehine, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hükmün, 1. bendin de yer alan “davanın kabulü ile;” ibaresi silinerek yerine “Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile” ibaresinin eklenmesine,
2-Hükmün, 4. bendinde yer alan “yargılama gideri olan” kısmından sonrası silinerek, yerine “1008,40 TL talimat ve posta masrafı, 79,25 TL posta gideri, 79,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1166,65 TL"ni kısmen kabul red oranına göre 1003,32 TL"sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 163,33"nin davacı üzerinde bırakılmasına, 36,80 TL başvurma ve peşin harcın davalı işverenden alınarak davacıya verilmesine, ” yazılmasına,
3-Hükmün 5. bendinde yer alan “... davalıdan alınarak...” kelimelerinin silinerek yerine “...davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak...” kelimelerinin yazılmasına,
4-Altıncı bendinden sonra gelmek üzere “Davalılar yargılamada kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine” ibaresinin yedinci bent olarak eklenmesine, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı ..."tan alınmasına, 21.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.