Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/12599
Karar No: 2009/1341

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/12599 Esas 2009/1341 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/12599 E.  ,  2009/1341 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : FERİZLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 08/07/2008
    NUMARASI : 2005/63-2008/52

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakanı M.S."un, çekişme konusu taşınmazlarını muvazaalı olarak davalıya temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve terekeye döndürülmesi isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                              -KARAR-
     Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 689, 690, 560 (ifrazen 4944) parsel sayılı taşınmazların 13.04.2001 tarihli resmi akitle  miras bırakan M.S.tarafından davalıya satış yolu ile temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, miras bırakanın yapmış olduğu bu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiası ile eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; miras bırakanın, davacı kızıyla birlikte dört kızı ve bir oğlunun bulunduğu, eşinin sağ olduğu, ölümünden önce dava dışı oğlu C.ile birlikte oturduğu, sağlık sorunları bulunan miras bırakanla sürekli oğlu C.n ilgilendiği, sağlık güvencesi bulunan miras bırakanın dava dışı malvarlığı da dikkate alındığında  taşınmaz satma ihtiyacı içerisinde  bulunmadığı, yakın arkadaşının oğlu olan davalının ise temlik  tarihinde, yurt dışında  yaşayan ailesinden yardım aldığı, alım gücü olmadığı davalının temlik sonrasında taşınmazları tasarrufunda  bulundurduğu yolunda bir savunmada bulunmadığı gibi özellikle, dava konusu 4944 sayılı taşınmazdaki kahvehaneyi temlikten sonrada miras bırakanın oğlu C.in kullanmaya devam ettiği, davalının satışın gerçek olduğu yolundaki savunmasının da ödeme belgesi ile desteklenmediği, işlemde gösterilen satış bedeli ile taşınmazların keşfen belirlenen temlik tarihindeki gerçek değerleri arasında aşırı fark bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Belirlenen bu olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, miras bırakanın yaptığı temlikin mirasçılarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilmelidir.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi  gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddedilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  04.02.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi