20. Hukuk Dairesi 2014/10519 E. , 2015/1638 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 02.10.2014 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.03.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı vekilleri Av. ... ve Av. ... geldi, diğer taraftan davalı gerçek kişi vekili Av. ... ve .......... vekili Av. ...................... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Davacı vekili 21.12.2012 havale günlü dilekçe ile, ....... Köyü 1038 ada 86 parsel sayılı taşınmazın, davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlı bulunduğu sırada, davalı gerçek kişice ....... Noterliği tarafından düzenlenen 24 Ocak 2001 gün .... yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile satışının vaat edildiği ve bedelinin nakden ödenerek zilyetliğinin devir edildiği, satış vaadine konu taşınmazın, ...... Hukuk Mahkemesi"nin 07.03.1995 gün 1994/987-192 sayılı kararı ile 26.000 m² bölümünün, nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğundan tapusunun iptal edildiği, 10.000 m² bölümünün tapu kaydının ise davalı üzerinde bırakıldığı, ifraz ile oluşan 1038 ada 111 sayılı parselin davalı gerçek kişi adına, 1038 ada 112 parselin ise .......... adına tescil edildiği, 1038 ada 111 parselin satış vaadi sözleşmesi nedeniyle kendi adına tescilinin yapıldığı, 1038 ada 112 parselin .......... adına kayıtlı olması nedeniyle zilyetliğinin devredilmediği, bu parselin 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen ek madde 4 uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında 2700 ada 1 ilâ 40, 2701 ada 1 ilâ 24 parsel sayısı ile kadastro tesbiti yapıldığı, davalı gerçek kişinin 6292 sayılı Kanun uyarınca iade için başvuruda bulunduğu, ancak dayanılan noter satış vaadi sözleşmesi nedeniyle vekil eden adına tescilinin gerektiği iddiasıyla 1038 ada 112 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tescilini, aksi takdirde satış vaat edilen taşınmazlardaki davalı gerçek kişiye ait payların dava tarihindeki değerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000.-TL bölümünün kanuni faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davacının kullanımının bulunmadığı, satış vaadine konu taşınmazın 1038 ada 111 sayılı parsel olduğu ve davacıya devrinin yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kaydı iptal edilen taşınmazın, satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca iadesi, aksi takdirde tazminat istemine ilişkindir.
1038 ada 86 parsel sayılı taşınmaz, ...... Hukuk Mahkemesi"nin 1996 yılında kesinleşen 07.03.1995 gün 1994/987 - 2015/192 sayılı kararı uyarınca 23.07.2001 tarihinde ikiye ifraz edilerek, 10.000 m² yüzölçümlü bölümü 1038 ada 111 parsel sayısında ... adına, 26.000 m² bölümü ise 1038 ada 112 sayılı parsel sayısında .......... adına tescil edilmiştir.
31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesi gereğince, .......... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile ..........ye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla kabul edilerek 26.04.2012 gün 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1/a bendinde “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan .......... adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle .......... adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda .......... adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.” hükmü ile, 7/1-b maddesinde “Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra .......... adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda .......... adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz” hükmü düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ile, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre oluşan ve ilgilileri adına tapuya kaydedilen taşınmazların, nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazlar hakkında verilen tapu iptal ve tescil kararı kesinleşmiş ve infaz edilerek .......... adına tescil edilmiş olan taşınmazlar, ilgililerinin iki yıl içinde başvurusu halinde aynı maddenin 4. fıkrasındaki şartları taşımamaları halinde yalnızca önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilecektir. Şayet iptaline karar verilip .......... adına tapuya tescil edilen taşınmaz, özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına oluşmuş tapu kayıtlarından olsa idi, 6292 sayılı Kanunun 7/1-b maddesi uyarınca önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilebilecektir. Görüldüğü üzere, iptal edilen tapu kaydının oluşumuna göre, iade edilecek kişilerde ilgili maddelerde açıkça belirlenmiştir.
Somut olayda, davalı gerçek kişi adına kayıtlı iken 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca nitelik yitirdiği gerekçesiyle iptaline karar verilen 1038 ada 86 parsel sayılı taşınmaz, 1970 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastro çalışmaları sonucu oluştuğundan, 6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesi kapsamında olup, yalnızca önceki malik (iptal edildiği esnada malik bulunan) veya kanuni mirasçılarına iadesi olanaklı olup, davalı gerçek kişi tarafından da iadesi için ..........ye başvurada bulunulduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, satış vaadi sözleşmesine dayanarak, taşınmazın kendisine iade edilmesi istemiyle, öncelikle ..........ye başvuruda bulunmuş, daha sonra ise ihtiyati tedbir istemli olarak eldeki davayı açmıştır. Davacı tarafın dayandığı satış vaadi sözleşmesi, kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden almakta ve Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medenî Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilecektir. Bir başka değişle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, genel hükümler çerçevesinde, vaat alacaklısına, vaat borçlusunu tescile zorlama yetkisi kazandırmaktadır. Açılacak bu neviden davanın kabulü için ise, aranacak ilk husus sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Bu bağlamda, ............ Birinci Noterliğince düzenleme şeklinde tanzim olunan 24 Ocak 2001 tarih 02269 yevmiye numaralı satış sözleşmesinin konusu 1038 ada 86 parsel sayılı taşınmaz olup, sözleşme içeriğinde, kat"i ferağ takririnin vaat alacaklısının talebi üzerine mahkeme neticelendikten hemen sonra, almayı vaat edenin istediği tarihte kat"i ferağ verileceği belirtilmiş, davalı ... adına tescil edilen 1038 ada 111 parsel sayılı taşınmaz, davalı gerçek kişi tarafından taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi uyarınca 24.07.2001 tarihinde davacı ..........."ya devredilmiştir.
Eldeki davada ise taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı adına kayıtlı iken, nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle iptal edilip .......... adına tescil edilen 1038 ada 112 parsel sayılı taşınmazın, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin konusu olup olmadığı hususundadır. Sözleşmenin düzenlendiği tarihte, 1038 ada 112 parsel sayısında tescil edilen taşınmazın mülkiyeti, Medenî Kanunun 705. maddesi uyarınca tescilden önce mahkeme kararı ile ..........ye geçmiştir. Nevar ki, başkasına ait taşınmazlara ilişkin olarak da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılabilmektedir. Bu halde, geçersiz bir satış vaadi sözleşmesi bulunmamakta, ancak vaat borçlusunun tasarruf yetkisinden yoksun oluşu nedeniyle öznel imkansızlık hali mevcut olmaktadır.
Tüm bu açıklamalar sonucunda, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin, 1038 ada 112 parseli kapsayıp kapsamadığı ile öznel bir ifa imkansızlığı halinin bulunup bulunmadığı, davanın terditli olarak açılması nedeniyle ve taşınmazın 6292 sayılı Kanunun 7/1-a maddesi kapsamında bulunan taşınmazlardan olması nedeniyle davacıya iadesinin mümkün olmadığı nazara alınarak, aynı kanunun 7/4 maddesi gözetilerek 7/1-a maddesi uyarınca, .......... tarafından önceki kayıt maliki olan davalı gerçek kişiye iade edilip edilmeyeceğinin belirli olmasından sonra değerlendirilecektir. Bu nedenle, davalı gerçek kişinin 6292 sayılı kanun uyarınca ..........ye yaptığı başvurunun sonucu bekletici mesele yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100 TL vekâlet ücretinin davalı gerçek kişiden alınarak davacıya verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.