11. Hukuk Dairesi 2013/17600 E. , 2013/23122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 51. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/07/2013 tarih ve 2011/178-2013/191 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... isimli gemide çalıştığı süre zarfında bazı maaşlarını alamadığını, müvekkilinin davalı taraf ile yaptığı anlaşmaya göre aylık 3.000,00 ABD doları maaşla gemi kaptanı olarak çalıştığını, davalının iş sözleşmesini nedensiz olarak feshettiğini, müvekkilinin 13.000,00 ABD doları ücret alacağının bulunduğunu, müvekkilinin çalıştığı geminin yabancı bayraklı olması nedeniyle Deniz İş Yasası kapsamında işçi olarak sayılmadığını, Gemlik Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2010/46 D.iş sayılı dosyasında teminatsız olarak adı geçen geminin seferden menine karar verildiğini, TTK"nın 1235/5. maddesi uyarınca, gemi adamlarının hizmet ve iş sözleşmelerinden doğan alacakların, alacak sahiplerine gemi alacaklısı hakkı verdiğini, bu alacakların gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tanıdığını ileri sürerek, 13.000,00 ABD doları alacağının faiziyle birlikte tahsilini, gemi üzerindeki seferden men kararının devamını, gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya 4.000,00 ABD, 1.526,25 TL ve 7.000,00 EURO ödeme yaptıklarını, davacı gemi adamının mesleki ilke ve ahlak kurallarına uymadığını, Gürcistan’da yapılan kontrollerde telsiz ehliyetinin sahte olduğunun anlaşıldığını, bunun üzerine davacının Türkiye"ye gönderildiğini, geminin seferine izin verilmediğini ve geminin limanda bağlı kalması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, tüm bunlara rağmen davacının davalı şirketi yüz üstü bırakarak gittiğini, davalının alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; mahkemenin görevinin dava tarihine göre mülga 6762 sayılı TTK"nın 4/son maddesi uyarınca 4. kitapta yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmakla sınırlı olduğu, taraflar arasındaki temel ilişkinin hizmet akdinden kaynaklandığı, uygulanacak hükümlerin Borçlar Kanunu"nun 313 ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler olduğu,
mahkemenin görev alanını belirleyen TTK"nın deniz hukukuna ilişkin 816. ila 1263. maddelerinin uygulanmasının söz konusu olmadığı, kanuni rehin hakkı alacaktan bağımsız olarak yargı ve icra yoluyla ileri sürülemeyeceğine göre ve fer"i nitelikte olduğuna göre mahkemenin görevini tayin etmeyeceği, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta mahkeme görevli olmadığına göre fer"i nitelikteki kanuni rehin hakkı tanınması talebini de asıl alacağın var olup olmadığını tartışacak ve tespit edecek olan mahkemenin hükme bağlayacağı gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, yabancı bayraklı gemide kaptan olarak çalıştığını iddia eden davacının ücret alacağının tahsili ve kanuni rehin hakkı tesisi istemine ilişkindir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1005. maddesinde aksi kararlaştırılmış olsa bile donatan tarafından kaptana her zaman yol verilebileceği, kaptanın tazminat haklarının mahfuz olduğu belirtilmiş; aynı kanunun 1015 maddesinde ise gemi zayi olsa bile kaptanın, deniz raporunu tesbit ettirmeye ve icabettiği müddetçe donatanın menfaatlerini korumaya mecbur olduğu, kaptanın bu müddete ait ücret ve geçim masraflarından başka 1007. madde gereğince parasız götürülmesini ve bunun tutarı olan tazminatı istiyebileceği düzenlenmiştir. Bu itibarla, kaptan başlığı altında düzenlenen hükümlerin 6762 Sayılı TTK"nın dördüncü kitabında yer aldığı nazara alınarak uyuşmazlığın Denizcilik İhtisas Mahkemelerinde görülüp karara bağlanması gerekir. Bununla birlikte, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 8. maddesi uyarınca 6762 sayılı Kanun"un 4. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kurulmuş Denizcilik İhtisas Mahkemesi"nin görmekte olduğu davaların Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından Türk Ticaret Kanunu ile diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevli kılınacak asliye ticaret mahkemelerine devredileceği düzenlenmiş, bu itibarla 13.07.2012 tarih 451 karar numaralı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurul Kararı uyarınca da adı geçen uyuşmazlıklar için İstanbul 51. ve 52. Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlendirilmiştir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese de mahkemece re"sen nazara alınır. Bu durum karşısında mahkemenin görevli olduğu anlaşıldığından yazılı gerekçeyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.