Esas No: 2022/1558
Karar No: 2022/1558
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/1558 Esas 2022/1558 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında basit yaralama suçundan verilen mahkumiyet kararına Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma isteminde bulunmuştur. İhbarnamede sanığın savunması alınmadığı ve savunma hakkının kısıtlanarak karar verildiği belirtilmiştir. CMK'nin 193/2 ve 195. maddelerinde belirtilen istisnai durumlar dışında sanığın savunması alınmadan mahkumiyet hükmü kurulamayacağı ifade edilmiştir. Sonuç olarak, 6. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı kanun yararına bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 29, 62/1 ve 52/2. maddeleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 193/2 ve 195. maddeleri ve 309/4. maddesi.
"İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Basit yaralama suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 29, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2020/413 Esas, 2021/330 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 25.01.2022 tarihli ve 2021/26287 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.02.2022 tarihli ve 2022/14772 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 193/2. maddesinde yer alan "Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir." şeklindeki ve anılan Kanun'un 195/1. maddesindeki "Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır." şeklindeki düzenlemelerde belirtilen istisnai durumlar dışında sanığın savunması alınmadan mahkumiyet hükmü kurulmasının mümkün olmadığı nazara alındığında, mahkemesince kovuşturma aşamasında sanığın savunmasına başvurulmadığı ve söz konusu düzenlemelerde yer alan durumlara ilişkin bir değerlendirme de yapılmadığı gözetilmeden, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı CMK’nin 191. maddesinde duruşmaya başlanmasına ilişkin kurallar ile sanığın sorgusunun nasıl icra edileceğine ilişkin hükümlere yer verilmiş, CMK’nin 193/1. maddesinde ise Kanun'un ayrık tuttuğu haller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacağı belirtilmiştir. Kanun'un ayrık tuttuğu hallere ise 5271 sayılı Kanun’un 193/2 ve 195. maddelerinde yer verilmiştir.
CMK’nin 195. maddesindeki düzenlemeye göre, suçun yalnız veya birlikte adli para cezasını veya müsadereyi gerektirmesi halinde, sanık gelmese de duruşma yapılabilecektir, ancak maddenin uygulanabilmesi için iki koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlardan ilki, suçun yaptırımın adli para cezası veya müsadereden ibaret bulunması, ikinci koşul ise sanığa gönderilecek davetiyeye gelmese de duruşmanın yapılacağı ihtarının yazılmış olmasıdır.
CMK’nin 193/2. maddesinde ise “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; sanık ... hakkında kasten basit yaralama suçundan mahkumiyetine karar verilen yargılama sırasında savunmasının alınmadığı anlaşılmıştır. Sanığın isnat edilen suçtan mahkemece sorgusu yapılıp, savunması alınmadan, mahkumiyet hükmü kurulması isabetsizdir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.06.2021 tarihli ve 2020/413 Esas, 2021/330 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.