Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6499
Karar No: 2013/7656
Karar Tarihi: 03.12.2013

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/6499 Esas 2013/7656 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/6499 E.  ,  2013/7656 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, 2012 yılına ait aylık üyelik aidatlarını ödememesi üzerine ... 7. İcra Müdürlüğü"nün 2013/19 esas sayılı icra dosyasına davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu iddia ederek, itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini noter ihtarnamesi ile davacıya tebliğ ettirdiğini, zaten müvekkilinin aidat borçlarına karşılık birçok ödemelerde de bulunduğunu, borcunun kalmadığını savunarak, davanın reddi ile davacının %20 oranında haksız takip tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; davalının 28.03.2013 tarihinde tebliğ ettirdiği noter ihtarnamesiyle davacı kooperatiften istifa ettiği, bu nedenle istifanın kooperatifin kabulüne bağlı olmadığı, bu nedenle istifadan haberdar olan kooperatifin itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kooperatifin aidat ve işlemiş faiz alacağı için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Bir kooperatif ortağının istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar olan aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/son maddesi uyarınca sorumlu olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak ortak, üyesi olduğu davacı kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı (istifa) ya da ihracın kesinleştiği (ihraç) tarihe kadar doğan kısmından sorumludur. Nitekim, anılan Kanun"un 27/son cümlesinde, ortaklığın düşmesinin ortağın anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir. İstifa ya da ihraç tarihinden sonra doğan aidat borçlarından ortak sorumlu değil ise de, bu tarihlerden sonra daireyi kooperatife geri vermeyip kullanmaya devam etmiş ve genel hizmetlerden yararlanmış ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden de sorumlu olacaktır. Bu durumda, takibe konu alacaklar istifa ya da ihraç tarihinden önce doğmuş ise, inşaat finansman ve ayrıca genel giderlerden genel kurulda kararlaştırılan temerrüt faizi ile birlikte üye sıfatıyla sorumlu olduğu benimsenmeli, sonraki döneme ait olması durumunda ise, takipte istenen "aidat alacağı" kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı tesbit edilerek kooperatif hizmetlerinden yararlanma söz konusu ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden yasal oranda temerrüt faiziyle birlikte olmak üzere BK"nın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talepte bulunulabileceği ilke olarak kabul edilmelidir. Her üye, üye olurken, üyeliğinin sona ereceği tarihe kadar sorumluluklarının devam edeceğini bilmekte olup, aidat ödemelerini ihracın kesinleşmesine ya da noterden gönderdiği istifanın tebliğine
    kadar yapması ve kooperatifin hesabına aktarması kooperatifin ve dolayısiyle tüm ortakların yararına olup, eşitlik ilkesinin de bir gereğidir. Aksinin kabulü; aidatların geç te olsa ödeneceği beklentisiyle faaliyetlerini yürütüp buna göre plân yapan kooperatifi ekonomik yönden güç duruma sokacağı ve hakkaniyete aykırı sonuçlara yol açacağı gibi diğer üyelerin de menfaatlerine zarar vermek suretiyle üyeliği süresince davalının da uymakla yükümlü olduğu 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 1. maddesinde zikrolunan "karşılıklı yardım ve dayanışma" ilkelerine de ters düşecektir.
    Açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya bakıldığında; icra takibinin 03.01.2013 tarihinde başlatıldığı, 14.01.2013 tarihinde ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, takibe 15.01.2013 tarihinde itiraz edildiği, kooperatif ortağı olan davalının takip safhasında 28.03.2013 tarihinde istifa ettiği ve istifanın da kooperatife ulaştığı, itirazın iptali davasının ise 06.05.2013 tarihinde açıldığına göre, takip tarihi olan 03.01.2013"e kadar ödenmeyen aidatlardan gecikme faizi ile birlikte davalının sorumlu olduğu çok açıktır. O halde, mahkemece yukarıda belirtilen kurallar dikkate alınarak, kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişi heyeti seçilerek, genel kurul kararlarına göre davalının takip tarihine kadar ödemesi gereken aidat ve gecikme faizi hesabı ayrıtılı ve denetime elverişli şekilde yapılmalı, davalının yaptığı ödemeler yöntemince düşülmeli, gecikme faizi hesabı yapılırken de 6101 sayılı Yasa"nın 7. maddesi yollaması ile görülmekte olan davalara da uygulanması gereken 6098 sayılı TBK"nın 120/2. maddesindeki sınırlandırma gözetilmeli ve oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlara aykırı, eksik incelemeye dayalı ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.12.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    (Muhalif)



    Muhalefet Şerhi

    Davacı kooperatif istifa eden ortağından istifa öncesi aidat ve gecikme zammı talep etmektedir. Mahkemece dava reddedilmiş sayın çoğunluk istifa öncesi aidattan davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.
    Sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum çünkü;
    Kooperatiflerde genel ilkelerden biri açık kapı ilkesidir. Şartları uygun olan gerçek ve tüzel kişilerin kooperatiflere üye olmasına nasıl engel olunamazsa çıkmalarına da hiçbir şekilde engel olunamaz. Maddi güçlüğe düşerek kooperatiften istifa edecek ortaktan istifa öncesi doğmuş aidat borçlarının ödenmesini istemek bu ilkenin önüne konulacak bir engeldir.
    Sayın çoğunluk; kararına 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/son maddesi ile 27. madde son cümlesini dayanak olarak göstermektedir. 3476 sayılı kanunla değişik Kooperatifler Kanunu"nun 16/son maddesi ""Haklarında çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların hak ve yükümlülükleri çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder"" .../...
    hükmünü içermektedir. Haklarında çıkma kararı verilen ortakların dava açarak kooperatife geri dönmesi halinde, gerek ortağa tahsis edilen mesken açısından ve gerekse akçalı yükümlülüklere uygulanacak usul açısından sorunlar ortaya çıktığından, çıkan bu sorunların önüne geçilmek maksadıyla madde değişikliğe uğramıştır. Bu madde ile amaçlanan kooperatif üyesinin, durumu askıda olduğu bu süre içinde, kooperatif genel kurullarına katılma, kooperatifin sağladığı imkanlardan faydalanma, kooperatife karşı ortak sıfatıyla dava açabilme, kooperatifinde kendisini ortak kabul ederek bu sıfatla işlemler yapabilmesi amaçlanmakta, bu bağlamda sözleşmesel ilişki devam ettiği için karışıklıkların önüne geçme amacıyla ortağın aidat ödeme sorumluluğu da devam etmektedir. Bu hüküm istifa eden ve çıkma kararı kesinleşen ortaktan istifa ve kesinleşme öncesi aidatların talep edilmesine gerekçe gösterilecek nitelikte değildir.
    Kooperatifler Kanunu"nun 27/son cümlesi ise ""ortaklığın düşmesi, alakalının anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçların yokolmasını gerektirmez"" hükmünü içerir.
    Bu hüküm yapı kooperatiflerinin dışında kredi ve mal veren kooperatifler için uygulanacak bir hükümdür, Yargıtay Onursal 11. Hukuk Dairesi Başkanı...Uygulamalı Kooperatifler Hukuku kitabında bu maddenin açıklamasında aynen ""ortağın kooperatiften ayrılması sonucu ve özellikle yapı kooperatiflerindeki inşaat bedeline ilişkin borçların devam etmemesi gerekir. Çünkü çıkarılan ortağa mesken verilmeyecektir. Fakat ortak kredi alarak borçlanmış yahut kooperatiften çeşitli mallar almış ve bu mallar nedeniyle boçlanmışsa bu borçlar sona ermez"" açıklamasını yapmıştır.
    Bu açıklamadan yola çıkıldığında yapı kooperatiflerinde mesken verilmeyecek (kooperatiften çıkan ve çıkarılan) ortaktan inşaat maliyetine ilişkin aidatın istenmesi mümkün görülmemektedir.
    Kooperatiften çıkan ve çıkarılan ortağa, Kooperatifler Kanunu"nun 17, anasözleşmenin 15. maddesi ve Yargıtay uygulamaları doğrultusunda çıktığı yılın bilançosuna göre sadece ödediği aidatların faizsiz toplamından bilançoya göre o yılın masraflarından ortağa düşen miktar düşüldükten sonra kalan miktar ödenecektir. Halbuki istifa öncesi aidattan sorumlu tutulan ortak aidatla birlikte her ay itibariyle temerrüt faizinden de (BK 120 m.) sorumlu tutulacaktır.
    Taraflar arasındaki sözleşme sona ermiş tasfiye aşamasına girmiştir. Çıkan veya çıkarılan ortak kooperatiften hiçbir fayda elde etmeyecek, kendisine mesken verilmeyecek, ödediği aidatın fazini almayacak, kâr payı talep edemeyecektir. Kooperatif, ortağından faiziyle birlikte ödemediği aidatları isteyecek ve bunu faizsiz olarak iade yükümü altına girecektir. Böyle bir kabul hakkaniyet ve kooperatifin kazanç amacı gütmemesi ilkeleriyle bağdaşmaz.
    Tüm bu hususlar nazara alındığında kooperatif ile ortaklık bağı kesilen ve kooperatiften alacaklı hale gelen davalının istifa öncesi aidat ve faizinden sorumlu tutulması kooperatiflerde hakim olan ""açık kapı"", ""kâr amacı gütmeme"" ilkeleriyle hukukun temel prensiplerinden olan hakkaniyet ilkesiyle bağdaşmadığından sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum, kararın onanması görüşündeyim.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi