Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/17753 Esas 2017/9909 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17753
Karar No: 2017/9909
Karar Tarihi: 13.06.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/17753 Esas 2017/9909 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/17753 E.  ,  2017/9909 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, masrafların arttığını, paranın alım gücünün azaldığını ileri sürerek aylık 100 TL olan yoksulluk nafakasının 300 TL"sına, aylık 200 TL olan iştirak nafakasının 500 TL"sına yükseltilmesine ve nafakaların her yıl artması için oran belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir .
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne, iştirak nafakasının 500 TL"sına, yoksulluk nafakasının 300 TL"sına yükseltilmesine, her yıl ÜFE oranında artış yapılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Davalının yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    2-TMK"nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu yasal hüküm gereğince iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.
    Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
    Somut olayda; taraflar 15.01.2007 tarihli karar ile boşanmışlar, anılan nafakalar bu davada takdir edilmiş ,eldeki dava ise 18.02.2016 tarihinde açılmıştır.
    Ekonomik ve sosyal durum araştırma sonucundan, davalının bankacı olduğu, 5.000 TL maaş aldığı, yeniden evlendiği ve yeni eşinden 2 çocuğu daha olduğu, davacı birleşen davanın davalısının ise ev hanımı olduğu anlaşılmaktadır.
    Taraflar, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğunu ileri sürmemiştir. .

    Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle nafaka takdiri sırasında kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek nafaka takdir edilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.