Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakanları S.Ç.in annesi olan Z.Ç.n 516 nolu parselde 12/42 oranında paya sahip iken iştirakın çözülmesi için açılan davada Z.Ç."in mirasçılık belgesinin değil Z. Ç.in eşi olan A."nin mirasçılık belgesi ile iştirakin çözüldüğünü bu nedenle miras bırakanları Sıdıka"ya olması gerekenden daha az pay düştüğünü, mahkeme kararının okuma yazma bilmeyen S.kalemde hukuka aykırı olarak imzalatıldığını ileri sürüp 516 nolu parseldeki davalılara ait paylardan 6/336 "şar payın iptali ile adlarına tescilini, hisselerin bu oranda yeniden düzenlenmesini istemişlerdir.
Davalılardan A.G.yapılan paylaşım oranında bir hata bulunmadığını bildirip davanın reddini savunmuş, diğer davalılar yanıt vermemiştir.
Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava tapu iptal ve tescil davası olup mahkemece kesin hüküm bulunması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacıların miras bırakanları Z. Ç.kendilerine miras yolu ile intikal eden 516 parsel nolu taşınmazdaki 12/42 payın elbirliği (iştirak) mülkiyetinden paylı (müşterek) mülkiyete çevrilmesi için açtıkları dava kabulle sonuçlanmış Ankara-Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.6.1997 gün,1997/147 E. 1997/356 K. Sayılı ilamı ile elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülmüş, tarafların kararı temyiz etmeyeceklerine dair verilen 10.7.1997 tarihli dilekçe üzerine de karar aynı tarihte kesinleştirilmiştir.
Ancak bu karar verilirken tapuda paydaş olan tarafların murisi Z.Çlveraset ilamı esas alınarak hüküm kurulacağı yerde Z.Ç.eşi A.Çlveraset ilamına göre karar verilmiş ve kesinleştirilmiştir.Eldeki davada ise davacılar bu yanlışlığın düzeltilmesi,Z.Ç.veraset ilamına göre tapudaki pay durumunun belirlenmesi için dava açmışlar,mahkeme kesin hüküm nedeni ile davayı ret etmiştir.
-
Kesin hüküm ancak dava konusu edilen istekle ilgili olarak sonuçlarını doğurur. İstek konusu edilmeyen hususlarda karar verilip şeklen kesinleşse bile bu gerçek anlamda kesin hüküm olmayıp maddi anlamda kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz.Örneğin bir adet taşınmazla ilgili olarak tapu iptal ve tescil davası açıldığında bu parselle birlikte dava konusu edilmeyen bir başka taşınmaz hakkında da karar verildiği taktirde bu karar kesinleşse bile dava konusu edilmeyen parselle ilgili olarak kesin hükmün sonuçlarını doğurmayacak,dava edilmeyen parselle ilgili bu karar (yok hükmünde) sayılacaktır.
Somut olaya gelince; davacıların kesinleşen davadaki istemleri elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesidir.Bunun dışında murisleri Z.Ç.veraset ilamında belirtilen hisse durumunun değiştirilmesi,diğer bir deyimle paya dayalı tapu iptal-tescil davaları bulunmamaktadır.Oysa mahkeme muris Z.’nin veraset ilamı yerine bir önceki muris A. veraset ilamındaki miras paylarını esas alarak hüküm kurmuş,talep olmadığı halde davayı tapu iptal-tescil davasına dönüştürmüş, Z.e’nin veraset ilamının aksine karar vermiştir.Davacıların paya yönelik bir davaları bulunmadığından mahkemenin bu yolda kurmuş olduğu karar bu yönü ile yok hükmündedir.
O halde, bu nitelikteki kararın eldeki dava bakımından kesin hüküm olarak değerlendirilmesine olanak bulunmadığı gibi mahkemenin bu kabul tarzının da yasal olduğu söylenemez.Öyleyse yok hükmündeki karara dayalı olarak belirlenen tapudaki payların, yolsuz tescil nedeni ile düzeltilmesi istemi hakkında gerekli inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddi doğru değildir.Davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının H.U.M.Y. 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.