11. Hukuk Dairesi 2012/6970 E. , 2013/23081 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/01/2012 tarih ve 2011/170-2012/11 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen17/12/2013 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili şirketin ortağı olduğunu, şirket adına çek alma ve bedelini tahsil etme yetkisi olmadığı halde şirketin hamili olduğu 149.683,00 TL bedelli çeki tahsil ettiği halde bedelini müvekkiline ödemediğini, ayrıca davalı tarafından şirkete ait kasadan 275.517,24 TL para alındığı halde bu paranın davalı tarafından şirkete ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik 20.000,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin şirkete ait çeki tahsil etmediği gibi şirkete ait paranın da müvekkili uhdesinde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının yetkisi olmadığı halde davacı şirketin hamili olduğu çeki tahsil ettiği halde bedelini davacıya vermediği, ayrıca davacı şirket kasasından 275.517,24 TL para aldığı halde bunu şirkete iade etmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 20.000,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davacı şirketin ortağı olan davalının zimmetine geçirdiği iddia edilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı şirkete ait defterlerde davalının kasadan 275.517,24 TL aldığının kayıtlı olduğu ve bu miktarın davalı adına borç kaydedildiği belirtilmiş ise de, paranın kasadan alındığı dönemde davalının şirketin müdürü veya yetkilisi olmadığı, dolayısı ile defterlerin ve kasanın tutulmasında bir sorumluluğunun bulunmadığı, kasadan para alındığına ilişkin makbuz vb dayanak belgenin bulunmadığı, defterde paranın ne için davalıya verildiğinin açıklanmadığı gözönüne alındığında, salt şirketin tek taraflı defter kaydı esas alınarak davalının kasadan para aldığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Davacının alacak iddialarından diğeri de, davalının şirketin hamili olduğu çeki tahsil ettiği halde bedelini şirkete ödemediği iddiası olup, davalı tarafından çekin davacı şirketin çalışanı olan Serkan Yılmaz tarafından tahsil edildiği savunulmuştur.
Gerçekten de, davaya konu çekin bankaya ibrazının Serkan Yılmaz tarafından yapıldığı ve paranın bu kişi tarafından tahsil edildiği çek üzerindeki kayıtlardan anlaşılmakta olup, mahkemece, bu kişinin davacının mı, yoksa davalının mı çalışanı olduğu belirlenmeden, çek bedelinin davalı tarafından tahsil edildiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.