17. Ceza Dairesi 2015/13043 E. , 2016/9245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık için; mahkemenin 04.03.2007 tarihinde işlenen suç için 18.06.2009 tarihinde 5271 sayılı CMK"nın 231/6-son cümlesi hükmü uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği ve bu kararın 02.07.2009 tarihinde kesinleştiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesinden itibaren ve denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve 05.04.2012 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle 18.07.2012 tarihinde hükmün açıklandığı; böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 02.07.2009 ila deneme süresi içinde ikinci suçu işlediği 07.07.2011 tarihleri arasında dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye, uyulan bozmaya ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesinde düzenlenen "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir" şeklindeki hüküm karşısında; sanığın denetim süresi içinde yeniden kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle mahkemenin hükmü açıklamakla yetinmesi gerekirken, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçu için 5237 sayılı TCK"nın 119/1-c maddesinden de uygulama yapılıp, yeniden hüküm kurarak fazla ceza miktarı belirlemesi,
2-Mahkemenin 10.12.2007 tarihli kararında sanık hakkındaki tüm cezaların 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesine göre ertelenmesine karar verildiği ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan da netice olarak 5237 sayılı TCK"nın 116/4 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasına hükmedildiği, bu kararın sanık müdafi tarafından temyiz edilmesi nedeniyle sanığın 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkı olmasına rağmen mahkemenin 18.07.2012 tarihli son kararında sanık
hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan aynı Yasa"nın 116/4, 119/1-c ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası verdiği ve verilen cezaların ertelenmediğinin anlaşılması,
3-Sanığın hırsızlık suçu için kurulan hükümde, 5237 sayılı Yasa"nın 142/1-b, 143 ve 35. maddelerine göre tayin edilen 6 ay 15 gün hapis cezasından aynı Yasa"nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 5 ay 12 gün olarak verilmesi gereken cezanın hesap hatası sonucu 5 ay 13 gün olarak belirlenerek hesap hatası sonucu fazla cezaya hükmedilmesi,
4-Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.