4. Ceza Dairesi 2013/18259 E. , 2014/11615 K.
"İçtihat Metni"Hakaret ve kasten yaralama suçlarından sanıklar ... ve ... 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1-4, 129/1, 86/2, 62/1 ve 52/2 maddeleri uyarınca adlî para cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 03/11/2009 tarihli ve 2008/665 esas, 2009/616 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile, sanıklar hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının kaldırılmasına ilişkin, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 18/01/2013 tarihli ve 2013/77 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 14/05/2013 gün ve 145073 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “... Ağır Ceza Mahkemesince, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 6008 sayılı Kanun ile değişik 231. maddesi kapsamında sanıklar hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de,
1-25/07/2010 tarihli ve 27652 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanun"un 7. maddesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 6. maddesinin c bendine 2. cümle olarak eklenen "Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." şeklindeki düzenlemenin, ... Asliye Ceza Mahkemesince kararın verildiği 03/11/2009 tarihinde yürürlükte bulunmadığı,
2- 6008 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesinde yer alan "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olanların, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren onbeş gün içinde mahkemeye başvurmaları halinde, mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı geri alınır ve Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesinin yedinci fıkrasındaki kayıtla bağlı olmaksızın, başvuruda bulunan sanık hakkında yeniden hüküm kurulur." şeklindeki düzenleme uyarınca, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş gün içerisinde sanıklar tarafından yapılmış bir başvuru da bulunmadığı nazara alındığında, sanıklar yönünden hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik bir itirazın söz konusu olmadığı,
Bu itibarla anılan karara sanıklar müdafii tarafından bu tarihlerden önce 18/01/2010 havale tarihli dilekçe ile yapılan itiraz üzerine, mercii tarafından ancak hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesinin şartlarının olup olmadığı, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleme yapılabileceği, şartların varlığı halinde itirazın reddine, aksi halde kabulüne karar verilmesi gerekeceği, somut olayda merci tarafından şartların oluşup oluşmadığı yönünde bir inceleme yapılmadığı, gerekçesinin ise anlatılan sebeple, olaya uygun düşmediği cihetle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Hakaret ve kasten yaralama suçlarından sanıklar ... ve ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, Karacabey Asliye Ceza Mahkemesinin 03/11/2009 tarihli kararı ile, adlî para cezası ile cezalandırılmalarına, CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın sanıklara tebliğ edildiği, sanıklar müdafiinin kararı temyiz etmesi üzerine, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 05.11.2012 tarihli kararı
ile, hükümlerin itirazı kabil olduğu gerekçesiyle iade kararı verildiği, itiraz mercii olan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 18.01.2013 tarihli kararı ile itiraz yerinde görülerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının kaldırılması üzerine, merci kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyerek kaldıran merci kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu düzenlenmiş, aynı maddenin 12. fıkrasına göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" hükmüne yer verilmiş, 268. madde de ise, “1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci Maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü Madde hükmü saklıdır.
(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.” hükümleri düzenlenmiştir.
İnceleme konusu somut olayda: Sanıklar ... ve ...’nin yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, 19.11.2009 tarihinde sanıklara tebliğ edilmiş, sanıklar müdafii ise 18.01.2010 havale tarihli dilekçe ile karara itirazda bulunmuştur. Bu durumda tebliğ tarihi üzerinden 7 günlük süre geçtiği için itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yasal süresinden sonra yapılan itiraz yerinde görülerek, itirazın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Y.C.G.K."nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.