20. Hukuk Dairesi 2014/6939 E. , 2015/1597 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli ......... Beldesi 5043 parsel sayılı 5404,26 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 6/8 hissesi ..., 1/8 hissesi ... ve 1/8 hissesi ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kısmen orman sınırları içerisinde kaldığını ileri sürerek tespitin kısmen iptali ile orman niteliğinde ...... adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın reddi ile çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının iptaline, taşınmazın tamamının tarla vasfıyla ...... adına tesbit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1997 yılında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları yapılmış, sonuçları 03/02/1999 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında kaldığı ve evveliyatı itibariyle de orman sayılan yerlerden olmadığı, uzun yıllardan beri kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve taşınmazın tamamının tarla vasfı ile ... adına tesbit ve tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın tarla niteliği ile kadastro sırasında davalı gerçek kişiler adına tesbiti yapılmış, davacı ... Yönetimi kesinleşmiş tahdide dayalı olarak dava açmıştır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede yapılan çalışmalara ait belge ve kayıtların tümü dosya arasına alınmadığı gibi keşfe orman bilirkişi olarak katılan ... bilirkişi heyetinin mahkemeye sunduğu 04.11.2013 tarihli rapor ekinde taşınmazın kesinleşen tahdit hattına göre konumu belirlenmemiş, fen bilirkişi raporunda da bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır.
O halde, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece; dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede daha önce yapılan tahdit çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin ve dava konusu taşınmazın bulunduğu alanı komşuları ile birlikte gösterir kadastro paftasının dosya arasına alınmasından sonra daha önceki bilirkişiler dışında halen ....... İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu ve 2/B madde haritaları ile tapulama paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde dava konusu taşınmazın ve komşu taşınmazların orman kadastrosu ve aplikasyon hattına göre konumu, orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları kadastro paftası üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilmek suretiyle gösterecekleri rapor düzenlemeleri sağlanmalı, taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kalıp kalmadığı belirlenerek yörede yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmalarına karşı dava açılması için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçmiş olması nedeniyle kesinleştiği hususu da dikkate alınarak oluşacak sonucu göre karar verilmelidir.
Kabule göre de; eldeki dava kadastro tespitine itiraza ilişkin olup tespit malikleri davalı konumundadır. ......"nin davalı sıfatı bulunmamaktadır. Mahkemece ihbar yolu ile dahili davalı olarak yargılamaya çağrılması ......"ye taraf sıfatı kazandırmayacağı gibi, ......"nin de çekişmeli taşınmaza yönelik ayrı bir davası ve katılımı bulunmamaktadır. HMK"nın 26. maddesine göre hâkim tarafların talebiyle bağlıdır kuralı gereğince talebi aşacak biçimde taşınmazın tarla vasfıyla ...... adına tesbit ve tesciline karar verilmesi ve mahkemece yargılama sonunda çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptaline karar verilebilecek iken kadastro tutanağının iptaline karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin ve böylesine bir araştırma yapılmadan yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.