8. Hukuk Dairesi 2014/11854 E. , 2014/11315 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mazıdağı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/10/2012
NUMARASI : 2012/16-2012/164
R.. T.. ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Mazıdağı Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 17.10.2012 gün ve 16/164 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, Hazine adına kayıtlı 200 ada 115 parsel kapsamında kalan 1232 m2 yerin öncesinin Mazıdağı Belediyesine ait olup 1976 yılında arsa halinde ilçe halkına sattığını, dava dilekçesinde gösterilen yerin vekil edeni tarafından bedeli ödenmek suretiyle satın alındığını ve 36 yıldan fazla süre koşullarına uygun olarak kullanıldığını açıklayarak tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, taşınmazın ham toprak ve taşlık niteliğinde olduğunu, zilyetlikle kazanma koşulları bulunmadığını, taşınmazın Hazineye ait olup Belediye tarafından satışının geçersiz olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 200 ada parsel kapsamında kalan teknik bilirkişi raporunda gösterilen 1154.51 m2 yerin tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Hali arazi niteliğindeki 1.888.640 m2 yüz ölçüme sahip 200 ada parsel, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu 1970 yılında Mazıdağı Belediyesi tarafından arsa vasfı ile satıldığı, bu satışın usulüne uygun olmadığı açıklanarak 20.09.2011 tarihinde Hazine adına tespit edilmiş,15.10.2002 tarihinde Kadastro Mahkemesi kararıyla Hazine adına tescil edilmiştir.
Dava; kadastro öncesi satın alma ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayalı TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Dosya içerisinde bulunan fotoğraflara göre taşınmazın tarımsal niteliği bulunmamaktadır. Öncesinde harmanyeri olarak kullanıldığı, daha sonra üzerine ev yapılarak tasarruf edildiği bildirilmiştir. Dava konusu taşınmazın farklı bölümleri hakkında dava dışı M.. H.. A.., Ş.. C.. ve A.. A.. isimli kişiler tarafından benzer nedenlerle davalar açılmış olup mahkemece söz konusu dava dosyaları getirtilerek taşınmazın niteliğinin belirlenmesinde göz önünde tutulmamıştır. Diğer yönden dava konusu yer 200 ada parsel sınırları içerisinde kalan bir bölüm olup çevre ile irtibatlandırılmamış, yine taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığı üzerinde durulmamıştır.
Dava konusu taşınmaz hali arazi niteliğiyle tespit edildiğine göre, imar ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Bir yerin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin kazandırıcı mahiyette olup olmadığını en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit tarihi olan 20.09.2001 tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1970-1980 yılları) iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı"ndan, aynı tarihler arasında düzenlenmiş fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise Kadastro İl Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotogrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle açıklanan hava fotoğrafları ve paftalar uygulanarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin ne zaman başladığının belirlenmesine çalışılması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK"nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanları arasında çelişki bulunduğu taktirde HMK"nun 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılığın giderilmesi, beyanlarının ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar - ihya işlemlerinin başladığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin ayrı ayrı belirlenmesi, bundan ayrı taşınmazın tesciline esas Kadastro Mahkemesi hüküm dosyası ile aynı parsel hakkında yukarıda ismi yazılı kişiler tarafından açılan dava dosyaları getirtilerek keşif sırasında dikkate alınması, kayıt ve belgelerin teknik yerel bilirkişi ve taraflar aracılığıyla zemine uygulanması, getirtilen dava dosyalarına göre dava konusu yer yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiye krokinin üzerinde işaretlenmesinin sağlanması, HMK"nun 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip Mahkeme Hakimi tarafından onaylanıp dosya arasına konulmasından sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirme yapılarak karar verilmesi, taşınmazın ifrazının mümkün olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı"ndan sorulması gerekmektedir. Mahkemece, bu eksiklikler yerine getirilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.