Taraflar arasında görülen davada; Davacılar kayden maliki oldukları 683 parsel sayılı taşınmaza komşu 725 parsel sayılı taşınmazda kömür üretimi yapan davalı şirket tarafından hafriyat yapmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, çekişmeli bölümün adına tescil edilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı iddiası kısmen sabit görülerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değer yönünden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, çekişme konusu 683 parsel sayılı taşınmazda bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ve (B) harfleriyle işaret edilen yerlerde çatlak ve kayma tehlikesi oluşturmak suretiyle müdahale edildiği anlaşıldığından elatmanın önlenmesine, belirtilen yerlerde meydana getirilen değişiklikler nedeniyle eski hale getirme bedelinin, sürüm değerinin üzerinde olduğu gerekçesiyle bedeli karşılığında taşınmazın anılan bölümlerinin davalıya mal edilmek ve onun adına tesciline karar verilmesi suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının kayden 683 parsel sayılı taşınmazın maliki bulunduğu, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmazın hafriyat çıkarmak suretiyle kullanıldığı, taşınmazın krokisinde (A) ile işaretli bölümün kaydığı, (B) ile işaretli bölümünde ise çatlaklar ve kayma tehlikesi oluştuğu, anılan bölümlerin eski hale getirme bedelinin taşınmazın sürüm değerinden fazla olduğu gözetildiğinde yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine, Ne varki, davalının davacıların maliki olduğu taşınmaza, haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elattığı anlaşıldığına göre, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden yalnızca davalı tarafın sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacının da sorumlu tutulması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları bu nedenle yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.2.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.