Esas No: 2021/22953
Karar No: 2022/6399
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/22953 Esas 2022/6399 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/22953 E. , 2022/6399 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık,resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
1-Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar ... ve ... müdafisinin temyizinin incelenmesinde:
Bozmaya uyularak yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanıklar ... ve ... tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanıklar ... ve ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ... müdafisi ve sanık ...’ün temyizlerinin incelenmesinde:
Sanıklardan ... ile ...’nin karı koca olup, hakkında verilen mahkumiyet hükmü kesinleşen ... ile akraba oldukları, fikir ve eylem birliği içerisinde sanıklardan ...’nın imza ve temsile yetkili müdürü, ...’in ortak, sanık ...’ın da yetkilisi olduğu ... Özel Sağlık Hizmetleri isimli şirketin hissedarlar tarafından 03.05.2010 tarihinde katılan ...’a satılmasına rağmen bu şirket adına aralarında ticari alışveriş bulunmayan ... sanık ...’ın yönetim kurulu başkanı olduğu ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. olan 500.000 USD bedelli suça konu senedin sanık ...’e ciro yoluyla geçtiği ve sanık ... tarafından ünvanı ... Özel Sağlık ismi olan şirket adına Ankara 19. İcra Müdürülüğünde icra takibi yapıldığı yine yine aynı şekilde keşidecisi ... isimli şirket ... ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. olan 70.000 USD bedelli senet sanık ...’e ciro edildiği ve sanık ... tarafından katılanın yetkilisi olduğu şirket aleyhine İstanbul 2. İcra Müdürlüğünde icra takibi başlattığı bu şekilde sanıkların atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan olayda;
Sanık ...'in aşamalarda değişmeyen savunmasında suça konu senedi sanık ...’den olan 200.000 USD alacağına karşılık aldığını icra takibi akabinde kalan parayıda kendisine iade edeceğini kararlaştırdıklarını savunmuş olup sanık ... ile aralarındaki önce 02.11.2005 tarihli protokolü daha sonra bu anlaşmanın gerçekleşmemesi nedeniyle 25.12.2007 tarihli protokolü yaptıklarını belirttiği, sanık ...’ın bu sözleşmeleri kabul ederek sanık ...’den almış olduğu paralar karşılığında suça konu senedi verdiğini belirtmiş olması ve aralarındaki alışverişe dair sözleşmelerin dosyada mevcut olması yine sanık ...’ün aşamalardaki savunmalarında sanık ...’a elden borç para vermesi nedeniyle söz konusu senedi aldığını suç kastının olmadığını belirtmiş olup sanık ...’ın senet üzerindeki ve ciranta olan şirketlerin tamamı aleyhine icra takibi yaptığı da gözetildiğinde sanıklar ... ve ...’ın, sanık ...’ın katılan ...’a yönelik eylemine kasten iştirak ettiğine dair mahkumiyetine yeterli, somut, kesin delil bulunmaması karşısında mahkemece sanıkların atılı suç yönünden beraatlerine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanık ...’in müdafisi ve sanık ...’ün temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 13.04.2022 tarihinde, bozma hükümleri yönünden oy çokluğu ile diğer hükümler yönünden oy birliğiyle karar verildi.
KARŞI OY
Sanıklar ... ve ...’nin resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından, sanıklar ... ve ...’ün nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine dair İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.10.2019 tarih 2019/30 esas 2019/464 karar sayılı kararının temyizen yapılan incelemesi neticesinde Sanıklar ... ve ...’nin resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet kararlarının onanmasına dair çoğunluk görüşüne iştirak etmekle birlikte sanıklar ... ve ...’ün nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatlerine karar verilmesi gerektiği yönündeki çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum. Şöyle ki;
Sanıklardan ... ile ...’nin karı koca olup hakkında hüküm kesinleşen diğer sanık ... ile akraba oldukları, sanıklardan ...’nın imza ve temsile yetkili müdürü, ...’in ortağı, sanık ...’ın da yetkilisi olduğu ... Özel Sağlık Hizmetleri isimli şirketin hissedarlar tarafından 03.05.2010 tarihinde katılan ...’a satıldığı, satıldıktan sonra şirket adının ... Özel Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti. olarak değiştirildiği, satılmasına rağmen bu şirket adına aralarında ticari alışveriş bulunmayan ... sanık ...’ın yönetim kurulu başkanı olduğu ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. olan 500.000 USD bedelli senedin sanık ...’e ciro yoluyla geçtiği ve sanık ... tarafından ... Özel Sağlık Hizmetleri Ltd. şirketi adına Ankara 19. İcra Müdürülüğünde icra takibi yapıldığı, yine aynı şekilde keşidecisi ... isimli şirket, ... ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. olan 70.000 USD bedelli senedin sanık ...’e ciro edildiği ve sanık ... tarafından katılanın yetkilisi olduğu şirket aleyhine İstanbul 2. İcra Müdürlüğünde icra takibi yapıldığı, son olarak keşidecisi ... Özel Sağlık Hizmetleri şirketi, ... ... Sağlık A.Ş. olan ve sanık ... tarafından sanık ...’ye ciro edilen bononun sanık ... tarafından Üsküdar 6. İcra Müdürlüğü kanalıyla takibe konulduğu, sanıkların bu şekilde atılı suçları işledikleri iddia olunan olayda;
Sanık ... yönünden;
Sanık ... savunmalarında; sanık ... ile aralarında kiracı-kiralayan ilişkisi bulunduğunu, ... caddesindeki dubleks dairenin % 50 lik hissesinin 200.000 ABD doları karşılığında kendisi tarafından satın alındığını, bedelin sanık ...’a ödenmesine rağmen tapunun devredilemediğini, ilerleyen süreçte sanık ...’ın parayı ödeyecek durumda olmadığını belirtip suça konu senedi verebileceğini söylemesi üzerine kendisinin de ... ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. olan 500.000 USD bedelli senedi aldığını, 02.11.2005 ve 25.12.2007 tarihli protokollerin bu durumu teyit ettiğini bildirdiği halde,
Sanık ...’nin Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığında 22.03.2011 tarihinde verdiği savunmasında; şirketlerinin sanık ...’den borç para aldığını, suça konu senedin alınan borç kapsamında verdiğini belirttiği, yargılama aşamasında 08.07.20015 tarihli celsede senetlerin alınan paralar karşılığı sanık ...’e verildiğini savunduğu, aynı savunmanın 11.07.2016 tarihli temyiz dilekçesinde de bildirdiği,
Yukarıda belirtilen sanıklar savunmalara göre borcun kaynağı konusunda tutarlılık bulunmadığından senedin veriliş amacının ve alacak borç ilişkisinin ortaya konulamadığı, sanıkların fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ettiklerinin anlaşıldığı, iştirak iradesi ile hareket eden sanıklar Murat ve ...’nin senedin kaynağını belgelendirebilmek adına 02.11.2005 ve 25.12.2007 tarihli protokolleri sonradan rahatlıkla düzenleyebilecekleri,
Mahkemede tanık sıfatıyla dinlenen ve ... Sağlık AŞ. nin ortağı olan ... beyanına göre; sanık ...’in ofisinde bulundukları bir günde, sanık ...’nin 500.000 ve 70.000 ABD doları tutarındaki senetleri tanık ...’ya gösterip 70.000 ABD doları tutarındaki senedi tanığın alacağına karşılık ciro ederek kendisine vermeyi teklif ettiği, sanık ...’nin hastayla ilgilendiği için zaman zaman yanlarına geldiği, bu teklife vakıf olup olmadığı yönünde bilgisinin bulunmadığı, senetler ve o ana kadar gerçekleşen faaliyetlerin normal olmadığını düşünerek sanık ...’ın senet teklifini kabul etmediği ve teklifi kabul etmeyen kişinin ortak olduğu dikkate alındığında sanık ...’in senedi alırken bu duruma vakıf olduğu dolayısıyla iyi niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden diğer sanıklarla iştirak halinde hareket ettiği,
Bir an için sanık ...’in sanık ...’den 200.000 ABD doları alacaklı olduğu kabul edilse bile; sanık ... tarafından verilen 500.000 ABD doları tutarındaki senedin kendi alacağının 2,5 katı tutarında olduğunu bildiği halde takibe geçmesi, senedin sahte olduğunun sanık ...’ye bildirilmesine rağmen, kendisinin 3. kişi olduğu, ... ile anlaşılması gerektiğini belirtilerek takibe devam etmesi nedeniyle yine iyi niyetinden bahsedilemeyeceği, savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu,
Ayrıca sanık ...’in ... AŞ. de sanık ...’ın yeğeni (hakkında hüküm kesinleşen) ... ve sanık ...’ın eşi diğer sanık ... ile ortak olduğu dikkate alındığında sanığın diğer sanıklar ..., ... ve hakkında hüküm kesinleşen diğer sanık ... ile birlikte hareket ettiğini teyit eder nitelikte bir yakınlık içerisinde olduğunu ortaya koyduğu,
Sanık ... yönünden;
Sanık ... savunmalarında; sanık ...’ı 15 yıldır tanıdığını, aralarında ticari ilişki bulunmadığını, suça konu 70.000 ABD doları tutarındaki senedi, sanık ...’a elden verdiği borçlar nedeniyle aldığını belirttiği halde;
Sanık ... 25.05.2011 tarihinde soruşturma aşamasındaki savunmasında ; suça konu 70.000 ABD dolarlı senedi ticari ilişki nedeniyle sanık ...’e verdiğini belirttiği, yargılama aşamasında 08.07.20015 tarihli celsede senetlerin alınan paralar karşılığı sanık ...’e verildiğini savunduğu, 11.07.2016 tarihli temyiz dilekçesinde ise ticari ilişkilere bağlı olarak ödeme amaçlı ciro edildiğini savunduğu,
Her iki savunma dikkatlice tetkik edildiğinde sözde borcun kaynağı konusunda tutarlılık bulunmadığı dolayısıyla senedin veriliş amacının ortaya konulamadığından gerçek bir alacak-borç ilişkisinin varlığından bahsedilemeyeceği, sanıkların fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ettiklerinin anlaşıldığı,
Beyanlar kapsamına göre; sanık ... ile sanık ...’ın 15 yıldır tanış oldukları, geçmişte farklı zaman dilimlerinde karşılıklı olarak borç alıp verdikleri , hiçbirinde de borç sebebiyle senet alınmaz iken sonuncusunda senet alınmasının sanıkların kendi aralarındaki borç para alma-verme teamüllerine aykırı olduğu, dolayısıyla gerçek bir alacak-borç ilişkisine dayanmayan suça konu senedin iştirak iradesi kapsamında tahsil amacıyla sanık ...’a verildiği anlaşılmıştır.
Belirtilen bu deliller kapsamında Sanıklar ... ile ...’nin karı koca olup hakkında verilen hükmün kesinleştiği diğer sanık ... ile akraba oldukları, fikir ve eylem birliği içerisinde sanıklardan ...’nın imza ve temsile yetkili müdürü, sanık ...’ın da yetkilisi olduğu ... Özel Sağlık Hizmetleri isimli şirketin hissedarlar tarafından 03.05.2010 tarihinde katılan ...’a satılmasına rağmen bu şirket adına aralarında ticari alışveriş bulunmayan ... sanık ...’ın yönetim kurulu başkanı olduğu ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. olan 500.000 USD bedelli senedin sanık ...’e ciro yoluyla geçtiği ve sanık ... tarafından katılanın yetkilisi olduğu şirket aleyhine Ankara 19. İcra Müdürülüğünde icra takibi yapıldığı, yine aynı şekilde keşidecisi ... isimli şirket ... ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. olan 70.000 USD bedelli senetin sanık ...’e ciro edildiği ve sanık ... tarafından katılanın yetkilisi olduğu şirket aleyhine İstanbul 2. İcra Müdürlüğünde icra takibi yapıldığı, yukarıda belirtilen deliller uyarınca sanıklar ... ve ...’ün haksız menfaatin temin edilmesinde diğer sanıklarla iştirak halinde hareket ettikleri, dolayısıyla haklarında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararlarının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun sanıklar ... ve ... haklarında beraat kararı verilmesi gerektiği yönündeki bozma isteyen görüşlerine iştirak etmiyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.